26 Aralık 2020

Sadık Hidayet / Kör Baykuş (Alıntılar)

 


Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar.
Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar. Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar, yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı hem de alaycı bir gülüşle dinlerler bunları. Çünkü henüz çaresi de, devası da yok bu dertlerin. Tek ilâç şarap yardımıyla unutmaktır. (s.15)

Çalışacağım yazmaya, aklımda kalanları, olaylar zincirinden zihnimde kalanları yazmaya. Belki genel bir sonuca varırım, hayır, fakat içim rahat eder, inanabilirim kendim. — Çünkü benim için hiç önemi yok, inanmış inanmamış başkaları. — Lâkin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan.
— Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım. Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir. (s.15)

Uzun zamandır başkalarıyla bütün bağlarımı koparmışım, kendimi daha iyi tanımak istiyorum. (s.16)

Bana benzeyen, görünüşte bendeki ihtiyaçlara, tutkulara, arzulara sahip bu insanlar niçin kırarlar beni? Ancak benimle eğlenmek, bana çatmak için yaratılmış bir avuç gölgeden başka bir şey mi bunlar? (s.16)

Ben gölgem için yazıyorum, gaz lambasının duvara yansıttığı gölgem için. Kendimi ona tanıtmalıyım. (s16)

Bütün hayatımı bir salkım üzüm gibi avucumda sıkmak istiyorum, suyunu, hayır, şarabını damla damla, gölgemin kurumuş boğazına akıtmak istiyorum. (s.39)

Pencereden dışarı bakmaya korkuyorum, kendimi aynada görmekten korkuyorum. Nereye baksam çoğalmış gölgelerimi görüyorum. Fakat iki büklüm gölgeme hayatımdan bahsedeceksem, bir hikâye anlatmam gerekir. (s.40)

Birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, birbiriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! O görmeler yüzünden gözlerim, eşyanın yüzeyinde, ruhu özü örten o ince ve sert kabukta aşındı. Artık hiçbir şeye inanmıyorum, (s.40)

Adını "kahpe" koydum, çünkü hiçbir isim bundan daha uygun düşmez ona. (s.53)

Ben eski ben değildim; çağırsaydım getirseydim de konuşsaydım onunla, duymaz anlamazdı beni. Yüzü eskiden tanıdığım bir adamın yüzü olurdu da benim yüzüm olmazdı, benim bir parçam bile olmazdı. (s.55)

Tanrı gerçekten var mı, yoksa kutsal imtiyazlarının korunmasını gözeten bu yeryüzü güçlüleri tarafından, vatandaşlarını daha da rahat sömürebilmek için, kendi taşanlarına göre mi yaratılmıştır; yeryüzünün gökyüzüne bir yansıması mıdır... (s.63)

Kalp durunca duygular düşünceler de kayboluyor mu, yoksa kılcal damarlarda kalan kan sayesinde belli belirsiz bir hayat sürüp gidiyor mu? Ölüm olayı aslında korkunç bir şey; ya öldüklerini kavrayanların hissettikleri? (s.68)

Ben ki henüz yaşadığım dünyaya bile alışamamışım, bir başka dünya neyime yarardı benim? Bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya. Yeryüzünün, gökyüzünün güçlülerine avuç açanlar, yaltaklanmasını bilenler için. (s.69)

Kışın bir deliğe gizlenen hayvanlar gibi kendi içime ne kadar çekilsem, başkalarının seslerini o kadar net duyuyor, kendi sesimi boğazımda işitiyordum. (s.69)

Cinsel ilişki ânında, iki kişi yalnızlıklarından kurtulmak için birbirine yapışır, herkeste aynı delice kıpırdanışlara bir kapıdır bu, ve yavaş yavaş ölümün derinliklerine yönelmiş bir pişmanlıkla karışıktır.. (s.69)

Bizler ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. Hayatın derinlerinden seslenir, yanına çağırır bizi. Ve biz, henüz insanların dilini bile anlamadığımız yaşlarda, ara sıra oyunlarımızı yarıda kesiyorsak, bunun nedeni, ölümün seslenişini duymuş olmamızdır... (s.69)

Her birimiz ansızın, sebepsiz düşüncelere dalmıyor muyuz, bu hayaller bizi öylesine sarıyor ki zamanı, mekânı farketmez olmuyor muyuz? İnsan bilmez bile ne düşündüğünü; ama sonra kendini ve dış dünyayı hatırlamak, düşünmek için toparlanmak zorundadır. (s.70)

Hayat, soğuk kayıtsız, herkesin maskelerini çeker alır zamanla; maskeleri de hani çoktur herkesin. Fakat bazıları hep aynı maskeyi kullanırlar, ister istemez kirlenir, yıpranır bu maske. Tutumlu kimselerdir bunlar. Bir kısmı evlatlarına saklarlar maskelerini; bir kısmı da vardır ki boyuna maske değiştirirler, ama yaşlandıklarında görürler ki bir sonuncu maske kalmış ellerinde, ve bu da pek çabuk eskir, o zaman maskenin gerisinden gerçek yüzleri çıkar ortaya. (s.70)

Ayna karşısında konuştum kendimle: "Derdin öyle derin ki, gözlerinin ta derinlerinde. Ağlayınca gözyaşın gözlerinin derinlerinden geliyor, yoksa akmazdı gözyaşların!.." (s.72)

Sergilediği her şey, hayatın bir kenara attığı kirli, kalıntı öteberinin küf kokusunu saçıyordu etrafa. Hayatın bu süprüntülerini herkesin burnuna burnuna uzatması, kendisinin de bir döküntü olduğunu göstermek için miydi yoksa? (s.74)

Duygusuz olduğunu sandığım bu kadın, benim bu davranışıma kırılmıştı! (s.76)

Nedir aşk? O aşağılık kimseler için bir edepsizlik, geçici âdi bir zevk, bir eğlence. (s.78)


6 yorum:

  1. Adam gölgesiyle savaşıyor gerçekten. Yazarı bilmiyordum, biraz araştırdım, Paris'teki dairesinde havagazıyla intihar etmiş olması hiç şaşırtmadı beni. Bizim de kafamızdan geçer bazen benzer düşünceler ama bastırırız ama yazar duygularına teslim olarak gölgesiyle beraber trajik bir biçimde çekip gitmiş bu cihandan. Müzik etkileyiciydi, teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ölümle ilgili bu kadar methiye düzüp kendisi için en iyi şey gibi anlatan birinden de farklı bir son beklenemezdi zaten. Her şeye rağmen hayat güzel. Çok darlıyor beni böyle insanlar.
      Müzik kıymetli bir dosttan alıntı, cidden güzel.

      Sil
  2. ilginç insanlar var yaa kendini öldürenleri hiç anlamam ama :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende.. Ne hikmetse sıradışı şeylerde hep onlardan çıkıyor.

      Sil
  3. Bana bir adres verebilir misin? Sana göndereceğim kitaplar var bunu da gönderirim. Kitaplığımda dursa da olur durmasa da.

    YanıtlaSil
  4. İnsanlar kendini öldürür çünkü çıkış yolu için her şeyi denemiş ve sonuç alamamışlardır.

    YanıtlaSil