- Bir gece uyumamak sizi zorlamayacak belli ki.
- Buna alışkınım, geceleri kitapların başında oturmayı tercih ederim. Ortalık o kadar sessizken…
Ben kitaplara gömülmekten daha yeni kurtuldum.. Ve siz.. kendinizi gönüllü olarak teslim ediyorsunuz.
“Bakış açımızı genişleten, hayatı önümüze seren ve bizi bağımsızlaştıran kitaplar niye bir cephe hizmeti olsun ki ,” diyerek şaşkınlıkla ona baktı kız .” Bu dünyada bizi özgürlüğe yaklaştıran tek bir şey varsa o da zihinsel çalışmalardır.”
Hiçbir şey talep etmeden bahşeden bir kraliçe gibi seviyor beni. Kadın gururunun en inatçı türü.
.. kendimi gerçekten de toparlanma dönemindeki bir hasta gibi
hissediyorum; o zaman insan çok farklı yaşıyor, daha edilgin, sezgileri
daha açık, almaya hazır.Tam olarak tetikte değilsiniz, fakat uykuda da
değilsiniz..
"Gökyüzünün sonsuzluğuna yükselmek istiyorum,
Denizin derinliklerine gömülüyorum,
Sana bütün dünya nimetlerini vermek istiyorum!
Yeter ki sev beni! Sev beni!
İnsan kadınları ister idealize etsin ister şeytanileştirsin, her durumda erkeğe bağlı değerlendirip basitleştiriyordu.
- Aşkın size verebileceği en değerli şey nedir peki?
- Huzur!
Benim onurum için başka insanların endişe etmeleri son derece nahoş ve
ben buna alışık değilim. Ayrıca onur kırılgan bir şey ola bilir, ama ben
değilim!
Benim duyduğum en aşağılayıcı şey, insanın yürekten inanarak yaptığı bir
şeyi saklamak veya inkar etmek zorunda kalması. Sevinmeniz gerekirken
utanç duyuyorsunuz!
Erkekler meseleye böyle bakabilir, onlar ki, her şeye hakları vardır ve
bir şeyi gizlemeleri için içsel nedenlerinden başka bir gerekçe söz
konusu değildir. Fakat bizim için durum çok farklı.
Ama bütün bunların hepsi boş laf aslında. İki âşık için önemli olan her zaman dünyaya değil, birbirlerine nasıl baktıklarıdır.
Büyük kuramlar geliştiriyoruz, ruhen uyumlu olmak istiyoruz, her şeyi
kılı kırk yararcasına sınamak istiyoruz, ama sonunda başka hiçbir
işarete bakmadan anın bahşettikleriyle seçiyoruz birbirimizi.
Karşınıza bir şey çıkıyor ve sizi teslim alıyor, siz de kendinizi bırakıyorsunuz, artık hesap kitap yapmıyorsunuz, hiçbir şeyden çekinmiyorsunuz ve artık yarım kalan bir
şeyle yetinmiyorsunuz, hiç düşünmeden, hiç kuşkuya kapılmadan, hatta
ayrımına varmadan alıyor ve veriyorsunuz; tehlikeye gülerek, kendinizi
unutarak bakıyorsunuz; takatten kesilen bir akıl ve yoğunlaşan bir ruhla
ilerliyorsunuz, ilerliyorsunuz...
Odamda kalmaya katlanamıyorum. Ama dışarıda olmaya da katlanamıyorum. Korkunç kaygılar içindeyim..
Sonuçta siz kadınlar çok farklı hissediyorsunuz - daha duyarlı, daha
derin. Bunları inanarak söylüyorum. Aslında siz kadınlar süreklilik ve
tam bir aidiyet istiyorsunuz, inan bana; bunları beni seven kadından
biliyorum.
Hasta değilim. Sadece öyle sanılmak istiyorum. Dışarı çıkmak, bir yere gitmek, insanları görmek şimdi katlanamayacağım şeyler..
Ona șunu söylemek, ondan șunu rica etmek istiyordum: lütfen uzaklaș
benden, beni tümüyle bırak ve git! Fakat ona söylediğim șu oldu: Benimle
kal! Benimle kal!
Kadınları salt insani zenginlikleri içinde kavramanın, hep cinsiyetleri
açısından bakmaktan, hep yarı şematize ederek görmekten kaçınmanın bu
kadar zor olması ne tuhaf.
Belli ki birinin onun arkasında durması,sorumluluğunu alması, korumak
veya savunmak için önlemler düşünmesi Fenya’ya sıkıntı
vermişti...ansızın kırılacak eşya muamelesi görmek kıza herhalde hem
rahatsız edici hem de gülünç gelmişti.
Dostluğun içimde aşka kadar yükselmesini bekledim. Ara sıra yükseldiği
de oldu, giderek daha yukarılara doğru, fakat aşka ulaşmadı, yükseldikçe
inceldi, sivrildi ve her defasında günün birinde ucundan kırılıverdi.
Kitaplardan yaptığınız alıntıları okumayı seviyorum. Her bir alıntıda kendimden bir parça arıyorum. Bazen yok bu bana göre değil derken, bazen işte tam beni anlatmış hissine kapılıyorum:)
YanıtlaSilAşkın huzur verdiğini düşünmüyorum mesela. Ama şu cümle tam ruhumu yansıtıyor.
"Benim duyduğum en aşağılayıcı şey, insanın yürekten inanarak yaptığı bir şeyi saklamak veya inkar etmek zorunda kalması. Sevinmeniz gerekirken utanç duyuyorsunuz!"
Ama neyse ki, ne sakladım, ne inkar ettim, dolayısıyla da ne de utanç duydum.
Teşekkürler:)
Teşekkürler, o kadar çok var ki paylaşılmayı bekleyen alıntılar zaman buldukça ekliyorum.
YanıtlaSilAşk huzur veriyor aslında, karşılıklı ve mutlu olduğunuz sürece :) Zaten Fenya aşkın huzur vermediğini zamanla öğreniyor ve biri ona bu sözünü hatırlatıyor :) İnsan yaşamadığı bir şey hakkında çok daha keskin ifadeler kullanabiliyor.
Sevgiler :)
Aşk hakkında ben biraz farklı düşünüyorum. Yazılarımda sık sık belirttiğim üzere aşk, aşık olunan kişiyi bir süreliğine mutlu eder. Çünkü aşk tek taraflıdır. Aşık olan kişi acı çekerken mutlu olur ki, dışarıdan bakıldığında ona hasta deriz:) Sevelim, sevilelim en iyisi bu bence:)
Sil40 yıllık evli olupta hala birbirne aşkla bakan insanlar gördükçe emin olamadım şimdi :)
SilAlıntılar cidden çok güzel elinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkürler :)
Silsalome enteresan ivet :)
YanıtlaSil