05 Kasım 2020

Alıntılar


"Sevmeyi özledim biliyor musunuz? Kayıtsız şartsız bir gülüşü. olur olmaz yerde ağzıma bir öpücüğün konmasını. Bir doğruya sevinmekten çok bir saçmalığa gülümseyebilen hoşgörüyü. 'Nerde kaldın' ayazını değil, 'hoş geldin' iyiliğini. Hiçbir şeyle yatışmayan yürek telaşını. Kapı zilleriyle telefonlar arasında tükenmeyi. geceyi bir hayal hazinesine çeviren uykusuzluğu. Bir gövdenin önünde diz çökmeyi. Kendimi severek yürümeyi kalabalıkta. 'Göğe bakma duraklarını' özledim. Yağmuru kirpiklerinden içmeyi. Yumruk kadar bir yüreğe dünyayı sığdırma hünerini. 'Sana sevinç verdiğim sürece ben buradayım' zenginliğini özledim. Otel odalarının insanı bir yaprak gibi incelten kederini. Başka kentlere vuran rengini güneşin. Başka sokakların telaşıyla çoğalmayı. dünyayı yudum yudum aşka çeviren yalnızlığı..."
        - Şükrü Erbaş / İnsanın Acısını İnsan Alır -


”Siz hangi gruptasınız? yıllar önce yaşadığı olumsuzlukları durmadan tekrarlayıp elindeki kartopunu kocaman bir çığa dönüştürerek içinde kaybolanlardan ve yanındakileri de sürükleyenlerden mi; yoksa kocaman bir kar kütlesini güneşin sıcaklığıyla eritip etrafına huzur verenlerden mi?
-Gabriel Garcia Marquez - Yüzyıllık Yalnızlık-


Benim kurallara, geleneklere, yasalara ve halkın düşünce ve inanışlarına karşı gelmeyi ne kadar sevdiğimi bilemezsin; ama benim ayaklarımda beni sınırlayan zincirler var. Benim ruhum, vücudum ve bütün davranışlarım anlamsız ve zayıf sosyal yasalar çerçevesinde mahpus kalmıştır ve ben sürekli, ne olursa olsun alışılagelmişliklerin bir adım ötesine geçmem gerektiğimi düşünüyorum. Ben bu sıkıcı ve kayıtlar ve kurallar dolu hayatı sevmiyorum.
-
Furuğ Ferruhzad-


 .... "anlamak için, kendimi yok ettim. anlamak, sevmeyi unutmaktır. leonardo da vinci:" insan bir şeye ancak anladıktan sonra nefret ya da sevgi duyabilir" demiş. bundan daha yanlış, aynı zamanda da daha mantıklı bir söz bilmiyorum"
- Fernando Pessoa - Huzursuzluğun Kitabı-


"Mutsuzluklarıma benim düşünce tarzım değil diğerlerinin düşünme tarzı neden oldu."
               -Marquis de Sade - En Çok Kendisine Yabancıdır İnsan-


“Yürüyüp geçeceksin, hep yürüyüp geçeceksin. Ben öyle yaptım. Hep yürüdüm. Herkesin her şeyi anlamasını bekleyemezsin. Sen yürüyüp gideceksin. Anlayan anlayacak, anlamayan anlamayacak; dünyanın hepsine yetişemezsin ki!”
-Murathan Mungan - Yüksek Topuklar-


İnsanlarda beğendiğimiz iyilik, cömertlik, açıkkalplilik, dürüstlük, anlayış ve hassasiyet gibi özellikler yaşayış sistemimizin bozuk tarafını teşkil etmektedir. Ve beğenmediğimiz sertlik, açgözlülük, ihtiras, bayağılık, bencillik ve kendini beğenmişlik başarıya giden yolun temel taşlarını teşkil etmektedir. Birincisinin hayranı olduğumuz halde, ikincisinin yarattığı neticelere bayılıyoruz.
-John Steinbeck - Sardalye Sokağı-

Bize yaşadığımızdan pişman olmamayı yiğitlik diye belletmişlerdi. Pişman olmamak, yaşamdan ders almamak, yani boşuna yaşamak demektir. Ders almayacaksam, yanlışımı anlamayacaksam, daha güzelini yapmak ve yaşamak istemeyeceksem ben o geçmişi niye yaşadım?"
-Aziz Nesin-


Anlatamayacağım. Bu insanlar “Guguk Kuşu” filmini de, Napolyon’un yaşamöyküsü filmini de, limana yanaşan beyaz bir yolcu gemisini de, vitrinlerdeki yeni sonbahar giysilerini de aynı gözlerle seyredebiliyorlarsa, elimden ne gelir?
-Tezer Özlü - Çocukluğun Soğuk Geceleri-


Hayatımızdaki en önemli şeylerin bir anda yok olup gittiğini görmenin acısından kaçımız kurtulacağız? Yalnızca bizim için çok önemli olan insanlardan değil, düşüncelerimiz ve düşlerimizden de söz ediyorum. Bir gün, bir hafta, birkaç yıl daha dayanabiliriz, ama eninde sonunda yitirmeye yazgılıyız. Bedenimiz sağ kalır, ama ruhumuz er geç ölümcül darbeyi yer. En kusursuz cinayet budur. Yaşama sevincimizi kimlerin öldürdüğünü, bunu hangi güdüyle yaptıklarını, suçluların nerede bulunacağını bilemeyiz.
                                                    -Paulo Coelho - Portobello Cadısı-

Bizim şu prensiplerimiz amma da gurur ve gözü bağlanmışlıkla dolu ! Görüşlerimiz, hiçbir fikrimiz olmayan şeyler, bilgi konusunda en ufak sezgimiz bile yok, inanç konusunda, aşk konusunda umut konusunda… Bu konulardan çok söz ediyoruz, ne var ki boş konuşuyoruz. Yeterince sağlam bir dayanağımız yok, ne bağlamı biliyoruz ne de her şeyin temeli olan sistemi. Bir kavram ya da bağlamından ayrılmış bir sözcük kapıyoruz ya da bir düşünce biçimi sonra onun üzerine ardı arkası kesilmeyen bir şekilde konuşup dururuz. Sözde düşünce sürecimiz psikoterapiden başka bir şey değil, delirmemek için, ruhsal denge hakkına sahip olduğumuz illüzyonunu ayakta tutmak için uyguladığımız bir psikoterapi. Ne kadar da değersiziz ! "
                                                               -Andrey Tarkovsky-

Ribbon'dan alıntılanmıştır






3 yorum:

  1. sağlamlardan sağlam alıntılar ve pessoaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu esnek çalışma düzenine geçilsin Huzursuzluğun Kitabını da alıntılayacağım.

      Sil
    2. ah pessoa için lizbona gitmek lazım :) son yazıma bi bakasın :)

      Sil