16 Kasım 2020

Ağaç Ev Sohbetleri - 65 (İnternet Arkadaşlık & Dostlukları)


 

Merhabalar bu haftaki Ağaç Ev Sohbet'i konusunu ben belirledim, umarım ilk denemem de hüsran yaşamam. Ve sevgili Deeptone'a isteğimi geri çevirmediği için teşekkürler.

Bu haftanın konusu:
İnternet Arkadaşlık & Dostlukları

Murathan Mungan'ın bir sözü vardır, "Bir gün gelir, dünyanın bir yerinde yıllarca senin haberin olmadan yaşamış birine, bütün hayatını anlatmak istersin." diye. Çok severim bu sözü, çünkü ben 36 yıldır içimi hayatımı hep tanımadığım görmediğim insanlara daha rahat açmış birisiyim. Kendi adım yada bir nickin ardın da olmak fark etmeksizin. Sizi gerçekte tanımayan birisi kolayca yargılamaz, tanımadığı için anlamaya çözmeye çalışır ve yüz yüze de görüşmediğiniz için de sizde onun verdiği bir rahatlık vardır.

Yıllardır internet aracılığıyla o kadar çok kişi tanıdım ki.  Sonrasında arkadaş, dost daha ötesi kardeş gibi olduğum. Böyle hissettiklerimle tanıştım, hatta gerek kendim, gerek eşimle çocuğumla misafirliğe gidip evinde kaldığım, şehrini gezdiren, şehrime evime gelen güzel insanlar, hala da hayatımda bir kısmı. Şansıma genelde güvenilir iyi insanlar çıktı, arada kendini farklı cinste, farklı isimlerle tanıtan da oldu ama sonunda dayanamayıp söylediler kim olduklarını, zaten o günden sonra da çoğuyla konuşmadım. Hayatı yalan olan kötü kalpli insanlar da oldu elbette, onlarda zamanla kendi pisliğinde boğulup layık olduğu yerde kaldı.

Sonraaa, yıllardır hatta çocukluğumdan beri sesine, kalemine hayranlık duyduğum isimlerle uzun uzun edilen sohbetler de yaşaması harika bir tecrübeydi. Kalemine aklına hayranı olduğunuz birinin sizi online görüp gecenin 3'ünde "heyy gece kuşu niye uyumadın sen yineee" yazmasının verdiği keyif. Sizi konserine davet edip, imzalı bir sürü şey hediye edip arkadaş olduğunuz güzel sesler. Ses tonuna bayıldığınız bir Dj'le saatlerce yaptığınız sohbet ve dertleşmelerle ilgili isim vermeden yayında sizden bahsetmesinin verdiği keyif. Yüz yüze gelsek iki kelime konuşamayız belki, ( tanıştıklarımda genelde böyle oldu ) bir resmiyet mesafe olur, herkes birbirini derince süzüp karşının ilk açılışı yapmasını bekler, kafasında canladırdığı kişiyle karşısındakini kıyaslar ama internet ortamında öyle bir şey yok, onun verdiği güzellik rahatlık hiç bir şeyde yok.

Uzun süre insanlarla yoğun iletişim içinde olduğum şeylerle uğraştım, web siteleri, forumlar, 10 yıl boyunca Facebook'ta Kırmızı'nın Sayfası sonrasında Kırmızı Ruh adıyla yayında olan sayfamda tanıdığım tanıştığım insanlar. Bir müzik, bir kitap, film dizi yada hayata dair çoğu şeyi paylaşıp önerdiğimiz öneren, yeri gelip dertleştiğimiz ve birbirimize farklı bakış açıları sunan insanlardı. Bir çoğuyla hala yazışırız, aklınıza kalbinize ruhunuza dokunan insanlardan kopamıyor sunuz. Bunların en başında, aklını bilgisini kalbini, ruhunu herşeyini sevdiğim hayranlık duyduğum, en kıymetlim Fulya'm var, onun yeri bambaşka.
Sabaha kadar yapılan sohbetler, belki kimseyle paylaşamadığınız şeyleri paylaştığınız insanlar, içini görüp içini açık ettiğiniz yargılamayıp dinleyen dinlediğiniz, hiç görmediğiniz halde sebepsizce güvendiğiniz size huzur veren insanlar.
15 yılı aşkındır telefon da yada yazışarak görüştüğüm ama hala yüz yüze denk gelemediğim insanlar var.  Sizi hiç görmeyen birisinin kafası güzelken ağlayarak arayıp aşk acısını anlatması garip bir his, yada sizin bir derdinizi anlatmanız.

Yaklaşık 8 yıl önce Facebook sayfamda aynı Ağaç Ev Sohbetleri gibi her gün bir konu belirler sohbet ederdik üyelerle, 67 bin kişi vardı katılım oldukça fazlaydı. İnsanlar eşleriyle, ailesiyle, çocukları hatta kendileriyle ilgili döküyordu için hem özelden hem konu altına. Beni en çok sarsan, konu çocuk istismarıydı o zaman oldukça fazla olmuştu bu durum. Özel mesaj atarak 20'li yaşlara gelinceye kadar yıllardır uğradığı istismarı anlatan 27 yaşındaki bir adamı kanım donarak dinlemiştim, sahte bi hesap değildi kesinlikle, adını bile hatırlamıyorum şuan ama sana anlatmak istedim diye hayatını anlatmıştı bana ve ben sabaha kadar onu dinledim anlattıklarına kahrolarak. Sonraki günlerde dahasını anlatmak istedi ama ben cevap vermedim, neden bilmiyorum şuan çok kızıyorum kendime keşke cevap verseydin diye, bunu okıuyorsan kusura bakma, ağır geldi o zaman..
Ve  o zamanlar tam da Murathan Mungan'ın sözü aklıma geldi ve iyi bir şey yapıyorsun demek ki insanlara o samimiyeti verebiliyorsun diyerek, çünkü bende yıllarca bana kendimi iyi hissettiren insanlarla konuştum, konuşmak istedim, onun yaşadığı da buydu size kendinizi daha iyi hissettiren insanlarla konuşma isteği.

Gelelim blog arkadaşlıklarınaa, blog sayesinde de tanıdığım güzel insanlara. Bunun başında sevgili Deeptone gelir, 8 yıl öncesinden tanışıklığımız var, ben uzuun bir süre erkek sanmıştım aslında onu :) Hiç tanımadığı birine Mim konusunu gerizekalıya anlatır gibi defalarca anlatacak kadar sabırlı ve yüreği güzel bir insan.Yabancı d
iller, ülkeler, kitaplar filmler derken derin bir kültür abidesi, bu yönüyle Fulya'ya çok benzetiyorum onu, bir gün yüz yüze de görüşmek dileğiyle. Hatta Deep ben bir teklifte bulunuyorum, şu hastalıkların azaldığı havaların daha da güzelleştiği bir dönemde tüm bu adını bilmediği mi fakat takip edip yazılarını hayatlarını dinlediğim, okuduğu dinledikleriyle belleğimizi zenginleştiren güzel insanlarla buluşmayı çok isterim, bir buluşma düzenleyelim İstanbul'da ne dersin??.  Sen başta olmak üzere merak ettiğim insanlar var meselaa, önceden tanıdığım Elif. Eski ben İlkay, parmaklarına hasta olduğum sayın flâneus Lady Wednesday, Gökalp'ın anneciği sevgili Bigudili Anne Yazar, sonraa Levent Kaystros Tyrha, vee takip ettiğim bir çok isim. Ben teklifimi yaptım sıra sizde :)

Edit:
Bir konu da ekleme yapmak istedim, yanlış anlaşılmasın ben her merhaba dediğmle hadi görüşelim demedim, yıllar süren bir sohbet muhabbet sonunda, o görüşüp evine gittim kişiler yaklaşık 10 yıldır belki daha fazla tanıdığım insanlar. Belki öyle bir izlenim yaratmış olabilirim nasıl bu kadar rahatsın nasıl güvenebildin diye mesaj atanlar olmuş durum bu yani :)


21 yorum:

  1. aferiin eline sağlıık, ilk ağaç evin olduuu, işallah daha bir dolu sohbet konusu bulursuuun :) ne güzel yaa, netten arkadaşların olması, hatta ailece görüşmeniz hoş bişi :) gece kuşuu, müzisyenlerle de tanıştın he ne güzel :) feyste kırmızının sayfası güzelmiş dmekki, arada bize annat fulyayııı :) ne hoş deneyimlerin arkadaşların varmıış :) atmışyedibin kişi miii oooooo ne günlerin olmuş seniin :) blog arkadaşlarımız ne tatlı de miii. ilkayı ben de eş ruhum olarak görüyom, tüm düşünceleri, ilgi alanları birebir örtüşüyo benimlee. elif hangisi acabaa, wednesdayın oceleri tırnakları bir efsanee :) bigudili, kahve zamanı, kaplan, ne tatlı insanlar hep. bir masada olsak iyi güleriz herhalde :) teşekkürleer, ben de yarın yazcam, linkini de vercem, gelirler ki okumayaa heyoooo :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İsimlere tıklarsan diret bloglara gider, ben bir ismi koyu ve rebkli yazıyorsam link paylaşmışımdır.

      Fulya anlatılmaz yaşanır :) En büyük ortak noktanız Fransızca.

      Evet 67 bin üyem vardı, Barbaros Şansal bir yazıma yorum bile yapmıştı o zaman Facebook taydı.

      Müzisyenlerle ve yazarlarla tanıştım şans eseri, adıma imzalı kitaplar bol, şanslıyım bu konuda. Senden de alacağım imza unutma :) Hep birlikte tanışırız kim bilir o güzel insanlarla.

      Ben teklifimi yaptım, top sizlerde yer zaman mekan söylemeniz yeter, bir de mailine bak ve iyi geceler

      Sil
    2. fulya önemli ve değerliymiş ne güzel böyle insanlar olmasıııı :)

      Sil
    3. Sanırım bu tanım onun için tam uydu, önemli ve değerli..

      Sil
  2. sen demeden önce okumuştum akıllım :)

    YanıtlaSil
  3. Öyle dolu dolu yazmışsın ki, benim de bu yazıya dolu dolu bir yorum yapma ihtiyacı doğdu. Ağaç Ev Sohbetlerini çok seviyorum, gediklilerden biriyim:) Hiç boş haftam yok. Sizin de yukarıda anlattığınız sosyal kişiliğinizle bu platformu daha yukarı taşıyacağımıza inanıyorum. Konu da çok güzel, ben de yazacağım tabii:) Hadi bu girizgah olsun, girizgahı bu kadarsa gelecek yorumumu siz düşünün artık:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskisinin çeyreği kadar sosyal olamıyorum malesef. İş çocuk ev vs derken eskisi gibi boş vaktim yok, elimden geldiğince..
      Uuu merak ettim şimdi nasıl bir yazı olacak diye, sabırsızlıkla bekliyorum :)

      Sil
  4. murathan mungan'ın sözü ne hoş. yazarlar dertlerini tanmadıkları insanlara anlatırken, internet yokken de yazarlar filan bilmese de onlarla arkadaş oluyorduk sanırım, uzaktan uzağa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bir bakış açıcı, bu açıdan hiç düşünmemeiştim, ama yazdığım yada söylediğin bir şeye karşılık bulabiliyorsan bunun keyfi bambaşka.

      Sil
  5. daptım ben de heyooooo bıp tıs bıp tıs şinanay şinanay :)

    YanıtlaSil
  6. Ben teklif yaptım ama kimse oralı olmadı :) Bir gün seninle de görüşmek ümidiyle, sen hep gül emi :)

    YanıtlaSil
  7. Murathan Mungan'ın sözü bana da çok yakın geldi. Evet, bazen bunu ben de hissediyorum. Nedeni yargılanmaktan korktuğumdan değil ama başka bir sihir var bunda. Benim bahsettiğim tamamen blog arkadaşlıkları üzerine. Hakkında düşünce yapısı dışında yaşı, rengini, boyunu posunu bilmediğimiz insanları bazen kendime o kadar yakın hissediyorum ki. Sonra düşünüyorum, acaba günün birinde aynı ortamı paylaşsak aynı dostluk, içtenlik olabilecek mi diye. Bana olmaz gibi geliyor.

    İnternette iletişim kurulacak pek çok site var, bazen bu ortamdan iyi dostluklar da çıkabilir. Hatta internette tanışıp daha sonra yuva kuran insanlar olduğunu biliyor ve bütün bunları anormal bulmuyorum. Fakat neticede bir risktir elbette. Kimsenin söylediklerinin ne kadar doğru olduğunu, niyetini bilemezsin. Sonuçta bir kumar oluyor bu ilişkiler, temkinli olmak lazım. Hoş, on yıl birbirini tanımakla geçiren eşler, evlenip bir araya gelince ilk ayında boşanabiliyorlar da. Yani insanı ne yüz yüze ne de sanal ortamda tam olarak tanımak mümkün değil.
    Biraz daha şans işi sanal ortam dostlukları, temkinli olmak gerekli.

    Çoğu medya ortamındaki dostlukları sahte bulurum. Bir tuşa basarak bayram mesajı göndermek, ya da bir fotoğrafını görüp like yapmak ya da kendini bunları yapmak zorunda hissetmek bana göre değil. Ancak içimden gelecek ki bazı duyguları ve olayları paylaşabileyim. Bunun için benim en sevdiğim yer blog yorumlarım, yeri geldiğinde düşüncelerimizin uçuştuğu harika bir sohbet ortamı doğuyor ve bundan büyük zevk alıyorum.

    Neyse, uzatmadan blogumda sohbete devam edeyim bari:) Ağaç Ev Sohbetleri de birbirimizi tanımak için güzel bir dostluk platformu olmak yolunda hızla ilerliyor. Bu hafta konusunu seçerek önemli bir katkıda bulundun. Sevgiyle:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle katılıyorum, yanlış anlaşılmasın ben her merhaba dediğmle hadi görüşelim demedim, yıllar süren bir sohbet muhabbet sonunda, o görüşüp evine gittim kişiler yaklaşık 10 yıldır belki daha fazla tanıdığım insanlar. Hiç istemem uyandığımda böbreği ciğeri yok bir yere atılmış halde kendimi bulmak :)

      Genelde netteki sohbetle reeldeki sohbet sıcaklık aynı olmuyor, işte tam olarak orada yargılanmak nasıl etki olacağını bilememnin verdiği bir şey var.

      Blog bambaşka elbette, çünkü burada zaman harcamanın sonunda kimse egosunu tatmin etmiyor, Facebbok ta egom baya tavandı benim, çünkü yazdıklarım yaptıklarım paylaştıklarım çok ilgi görüyordu tabi birazda genölikle hoşuma gidiyordu. Ama buradakiler görmüş geçirmiş insan, egosunu törpülemiş farklı bir hayatı zevkleri olan insanlar, o yüzden blog bambaşka. Deep'e baksana neler yapmış, benim ki gibi bomboş şeyler değil dolu dolu herkese dokunmuş faydası.

      Teşekkür ederim ve Sizin yazınızıda merakla bekliyorum efendim.

      Sil
  8. Güzel konu belirlemişsin emeğine sağlık. :) Ağaç ev sohbetlerinden bayadır uzak kaldım. İnternet sohbetlerini bende seviyorum. Çok samimi sohbetlerim olmuştu. Facebook'taki bazı bilimsel gruplarda hayli derin mevzulara dalıp çıkmışlığım var. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O grupların da keyfi kalmadı eskisi gibi, telif hakkında sayfa da kapanınca kendim de bıraktım oralara yorum yapmayı.

      Sil
  9. Merhabalar :) Ben de genelde internette, yüzyüze olduğumdan daha rahat iletişim kurabiliyorum insanlarla. Belki de burada sadece kelimelerimizle var oluşumuzdandır. Ne olursa olsun iyi geliyor aslında, hiç görmediğin ve tanımadığın birilerinin de seninle aynı şeyi hissedebildiğini bilmek... Daha çok paylaşabilmek ümidiyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi, böyle hissettiğimiz insanların daha da çoğalması dileğiyle. Hoşgeldiniz

      Sil
  10. İltifat için çok teşekkür ederim 🤗
    Birbirimizin ruhunun derinliklerini biraz da olsa görüyoruz burada, merak etmemek elde değil :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teklifimi yaptım hep birlikte buluşalım diye kimsede ses çıkmadı :)

      Sil