13 Ocak 2024

Ağaç Ev Sohbetleri - 229

 


Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri'nin 229. haftasına gelinmiş. Baktım da en son 68. haftaya da yazmışım :/  Yakın zaman da yazdığım İç Dökme yazısının üstüne konuyu görünce yazmak istedim.
Bu haftanın konusunu sevgili Makbule Abalı 'dan gelmiş..

"Geçen yıllar, duygu, düşünce ve fikirlerinizde nasıl bir değişim yarattı? Kişiliğinizde, kimliğinizde yükselen veya alçalan değerler, kazançlarınız, kayıplarınız neler oldu?"

Makbule hanım öyle bir konu belirlemiş ki,
"Dürtme içimdeki narı üstümde beyaz gömlek var." diyerek başlayayım. Yılın özeti olan İç Dökme yazsından sonra aynı şeyleri tekrar etmemeye özen göstererek özetle yazmaya çalışacağım.

Çok eskiye gitmeden geçtiğimiz yıl bile beni bambaşka duygulara fikirlere karaktere soktu. Kendi kişisel evrimimi ve yeniden doğuşumu yaşadım diyebilirim. Gördüklerim yaşadıklarım sağlam tokat oldu ama hayatım da aklımda, kalbim de ruhum da gereksiz yük olan herkesi attım en büyük getirisi bu oldu. Kime sıkı sıkı sarılmam gerektiğini, kimin gerçek dost olduğunu, kime güvenip güvenmemem gerektiği konusunda iyi tecrübe oldu.

Otuz dokuz yıllık yaşamıma geri dönüp baktığım da şunu net söyeleyebilirim: İnsan gerçekten değişir, değişiyor. Hemde aklının alamayacağı şekillere giriyor. Bunu olumlu olumsuz anlamda da söyleyebiliriz. Bir kere evlat sahibi olmak insanın yaşadığı en kökten değişim. Anne baba olmak insanı sinir bozucu şekilde savunmasız bırakıyor. Ölmek, kaybetmek belki önceden korktuğuz birşey değilken evlat sizi bu korkuyu iliklerinize kadar hissettiriyor. Bana birşey olursa onlara ne olur nasıl yapar düşüncesi zaten eyvah eyvah. Normal de huzursuz olduğunuz istemedeğiniz birşey de alıp başını giderken çocuk "hop! dur orada ben buradayım bana bak diyor" varlığıyla. Kendisiyle birlikte sizi de büyütüyor, birlikte öğreniyorsunuz herşeyi. Hem güçsüzlüğünüz hem en büyük gücünüz.

Kişiliğim de kimliğim de değişen çok denge ve değer oldu. Sevdiklerim, sevmediklerim, inandıklarım artık inanmadıklarım hepsi değişti. Dini, siyasi görüşümün oldukça değiştiğini belirtebilirim. İnsan ilişkilerine olan yaklaşımım, artık kesip atabiliyorum insanları konuları. Kangren olup beni zehirleyene kadar sabretmiyorum. Kimsenin gelgitlerini çekemiyorum. Dengenizi bozan dengesizlikleriyle sizi aşağıya çeken, nankör, bencil toksik insanlardan ilişkilerden arınmak gerçekten müthiş birşey miş. Artık öncelik elalem değil kendimim. Artık karakterimin, düşüncelerimin, dilimin hatta kalbimin daha keskin ve sert oluşuna şahit oluyor birçok kişi ve şaşırıyorlar. Ne oldu sana diye. Ölümden dönmek "evet ya bitti, buraya kadarmış" dediğiniz o an var ya, işte içinizden bambaşka bir siz daha çıkıyor. Öncelikleriniz, değerleriniz, sevdikleriniz, sevmedikleriniz birçok şey kökten değişiyor. Her yaşın ayrı bir kazancı öğretisi var ama şuna eminim insan asıl kimliğini 35 ten sonra buluyor. Kazanç kayıp hesabını tam bitirmedim ama yanımda olması gerekenler zaten yanım da. Değer verdiğim kişiler kendilerini ve nasıl sevildiklerini biliyor. Gerisinin canı cehenneme şu saatten sonra.

Ülkemize ve dünya baktığımız da ise geleceği hiç iyi görmüyorum. Çocuklarımız torunlarımız için çok kötü bir insanlık, gelecek, dünya bizi bekliyor ne yazık ki. En son bu Epstein iğrençliğinden sonra korkularım arttı. Tarikat yurtların da tecavüze uğrayan çocuklar, anaokulu çağın da evlendirilen minik yavrular yetmiyormuş gibi çocuklar üzerinden yapılan o şeyleri gerçekten yüreğim kaldırmıyor artık. Daha ne kadar kötüye gidebiliriz bilmiyorum. Ben bu cehaletin, bu biat kültürünün, bu utanmazlığın, bu haksızlığın adaletsizliğin, kötülüğün adam kayırmanın daha ne kadar ileri gidebileceği konusun da açıkcası emin değilim. İçim deki öfkeyi, gördüklerimi ağzımı bozmadan, kapıma polis dayanmadan nasıl dile getirebilirim bilmiyorum. Kaç kere yazıp sildim emin değilim. Çam ağacıyla, dizilerle uğraşacaklarına saçma salak gündemlerle ülkeyi Ortadoğu bataklığına çekiyorlar günden güne.
Sizi bilmem ama ben eski Türkiye'yi çok özledim..



12 yorum:

  1. Yorum yazmıştım, bazen kayıplar yaşanabiliyor, yeniden yazabilirim.

    YanıtlaSil
  2. Aynı duygulara sahibim. İçinde bulunduğumuz durumu güzel anlatmışsınız. Evet, psikolojimiz bozuldu, eski Türkiye'yi özlüyoruz. Belki kendimizin ve sevdiklerimizin güvenliği için tedbirden duvarlar ördük, artık kimseye güvenmiyor ve tahammül etmiyoruz. Sevgi ve güvenin kalmadığı bir ortamda yaşamak sinir bozucu. İşin acısı birbirimize biraz umut aşılayabilmek için elimizde geçerli bir sebebimizin olmaması.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hani bir söz var ya "Dünya iyi insanların hatırına dönüyor "diye. Benim tesellim umudum açıkçası o. Hala saflığını, insanlığını, sağduyusunu, duyarlılığını kaybetmemiş. Kalbini kötüye çevirmeyen o kadar çok insan var ki. Ben kendimi bilemem objektif bakamam belki ama umarım o insanlardan biriyimdir.
      Sevgiler.

      Sil
  3. Değişim sancılı olabiliyor ama sonuçta daha ferah bir yere çıkmışsınız gibi hissettim.
    Dünya için söylediklerinize katılıyorum. Malesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatın benimle ilgili başka planı yoksa ben çıktığımı düşünüyorum o ferahlığa düzlüğe. Geçen yıl bu zamanla şuanı kıyaslayınca, gerçekten hayat çok garip ve sürprizlerle dolu. Bakalım gelecek yıl bu zamanlar ne gösterecek.
      Söylenecek çok şey var da Silivri soğuktur muhabbeti. Bir de çok iyi bildiğim bir yer bilmesem belki hadi bi cesaret diyeceğim :)
      Sevgiler..

      Sil
  4. Belki de ben yanıldım, yazdım zannettim, yeniden yorum yazmaya gelişim o yüzdendir.
    Ne güzel bir özeleştiri ve ne güzel bir toparlama. Pek çok duygunun eşlik ettiği ikinci bir okuma oldu bu. Sevinç, hüzün, pişmanlık, şaşkınlık ve onlarla birlikte ortak noktalarda buluşmanın mutluluğu, yaşanmış benzerlikler, insan olmanın dayanılmaz ağırlığı.
    Yüreğinize, emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir yorumunuz yoktu, bazen spama düşüyor sonradan gördüğüm oluyor ama sizin yoktu. Oluyor bazen öyle. Geçenler de ben günlerce yorum yapamadım, güncellemeden sonra düzeldi.
      Sevgiler, çok çok kalp..

      Sil
  5. işallah bigün huzurlu bi ülke oluruz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayırlısı be gülüm :) Pek ümidim yok ama umarım.

      Sil
  6. Ah ahh hangimiz özlemedik ki eski Türkiye'yi? Eski dünyayı?
    Dediğiniz gibi özellikle anne olduktan sonra insanın korkuları, endişeleri daha da artıyor...
    İçimdeki inancım her geçen gün biraz daha azalsa da umut etmeyi tamamen bırakmak istemiyorum. Umuyorum ki evlatlarımız için daha güzel bir Türkiye, daha güzel bir dünyada yaşamak mümkün olur...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin için de hem ümitsizlik, hem de umut var. İnsanların dengesi bozuldu. Ben hiç birşeyin iyiye gideceğini düşünmüyorum ne yazık ki.
      Yılbaşı geldiğinde soruyorlar ya, yeni yıldan beklentiniz nedir diye. Sürünmeyelim yeter diye, iş ona döndü :)
      Hoşgeldiniz..

      Sil