20 Aralık 2024

Altı Çizili Kitap Cümleleri - 54

 

Olmaz dediklerim oldu. Geçmez dediklerim geçti gitti.
-İclal Aydın-


Mantığının eleştirdiğini, merhametinin savunmasına izin verme.
-Jane Austen-



İnsanlara kendimi anlatmayı, İşlerine geleni duyduklarını fark ettiğimde, bıraktım.
-Mark Twain-



Kimsenin düşüncelerini söylemeye cesaret edemediği bir devir gelmişti.
-
George Orwell-


Yaşamak, yaşamayı sürdürebilmek için kişiliğini bulmak zorundasın.
-Ferit Edgü-


Ormanda iki yol belirdi önümde ve ben daha az yürünmüş olanı seçtim, Bütün fark buradaydı işte.
-
Robert Frost-


Bir sürü kitap okudu ama içindeki huzursuzluk azalmak yerine daha da büyüdü.
-Jack London-



Hala çöller kadar susuzuz hakikate, yalana, hayat ve ölüme. İnsanlık daima daha kötü oyuncaklar peşinde koşan bir çocuk..
-Cemil Meriç-



Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum.
-
Sabahattin Ali-


En mantıklı ve nazik insanlar bile, aptallıkla mücadele ederken en sonunda acımasız insan haline gelir.
-
Friedrich Nietzsche-


Bilgiyi, eşit bir tutkuyla aradım. İnsanların duygularını anlamak isterken, yıldızların neden parladığını da öğrenmek istedim..
-
Oliver Sacks-


Kitaplarla ve onların yazarlarıyla birlikte yaşıyorum. Önsözlerle yaşıyorum. Hiç bir yazar şaşırtmıyor beni: çünkü hayatlarını sonuna kadar biliyorum. Gerçek dediğiniz dünyada ise kimin ne yapacağı belli değil. Her gün şaşırtıyorlar beni. Yazarlarımla yaşamak daha kolay.
-Oğuz Atay-


           Bu yıl en çok dinlediğim şarkıcı yine, yeni yeniden Mabel Matiz miş 🌈



6 yorum:

  1. Her alıntıda bir parça kendimi gördüm. Bu yıl mantığımı görmemeye son vermek zorunda kaldığım bir yıldı. Sanırım tabiatım gereği biraz kırılganım. Ya da öyle büyümüşüm, biraz kırılgan olmuşum büyürken. Bazı şeylerin değiştiğini veya başından beri benim sandığım gibi olmadığını fark ettim. Belki de değişen benimdir ve bundan asla şikayetçi değilim. Hatta bu geç kalmış bir değişim bile denilebilir. Bir şey olmak başka bir şey olmamak da değil. Sanırım ben hep sevilmek istedim. Hep en çok bunu istedim. Bunu o kadar çok istedim ki zırhımın içindeyken bile kırıldım. Çünkü bana uzaktaki birileri zaten ulaşamazdı. Beni en yakınlarım kırdı. Her ne hikmetse bazen ''istemeden.'' Demek ki yeterince istememişsin gerçekten de. Buna da alışkınım diye düşünüyordum ama değilmişim. Yine de büyümek böyle bir şey olmalı, bu daha ne ki değil mi? İnsan kendi değerini bilmeli ve altında kalan her şeye ve herkese yol vermeli. Bu herkes herkes olabilir. Bu değeri kaldıramayanlar istediğini düşünebilirler, diye düşünüyorum artık. Sanırım sert biri oldum. İyi ki, şükürler olsun. Yorumumu okuduğunuz için teşekkür ederim. Bazen birileriyle paylaşmak istediğim şeyler oluyor. Ama istemiyorum da kimseye anlatmak. Bloğuma yazmak bile rahatlatmıyor. Bu hayatta beni kimse tanımıyor. Kendimi anlattığımda bile bu olmuyor ne yazık ki. O yüzden bazen bazı bloglarda beni yakalayan cümleler gördüğümde dökülüyorum. Böylesi iyi geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunu tekrar tekrar ve gülümseyerek okudum. Okurken o kadar çok imrendim ki sana. Benim kırk yılımı aldı bir şeylere cevap almak, kendimi bulmak ya da gözümün açılması. İnsana düşmanından çok yakın gördüğü sevdiği değer verdiği inanlar zarar verip yok ediyor zaten. En ufak bir zayıflığımızı zaafımızı gördükleri anda pirana gibi saldırıyorlar. Son 1 aydır ki Kırmızı beni şaşkına çeviriyor, kolay kolay insan silemeyen ben kimseyi gözüm görmüyor. Normalde mahalleyi yakacağım şeylere mimik oynatmıyorum. Başka zaman olsa ortalığı ayağı kaldırmam gerekirken şimdi umursamıyorum. Hem şaşkınım hem mutlu. Bir kez daha gördüm ki, aile, eş ve çocukları insanın tek gerçeği..

      Umarım yeni yıl sana yeni güzel heyecanlar ve gelişmeler yaşatır.. Ölene kadar büyümeye, gelişmeye değişmeye devam ve umarım buna güzel şeyler vesile olur. Yorumun için çok teşekkür ediyorum, içini açman çok kıymetliydi.
      Sevgiler

      Sil
  2. "Yirmi dokuz harf arasına sıkışmış devrik bir cümle" bir gece ansızın tekrar döndü dünyamıza. Görününce can buldu renkler de. Kara bir sayfada ak yazılar, kırmızıya bulanmış adlar arasında tüm renkler aydınlandı yeniden. En önde yeşil vardı. Ve ardından gökkuşağı belirdi sağanak bir yağmurun bitiminde.
    Jane Austen, Geoge Orwell, Cemil Meriç, Ferit Edgü ile görüştük yeniden.
    Günlük yaşamda hiç kırmızı giyinmeyen biri; "Kırmızı Ruh" alıntılarını okurken dingin bir ruha bürünebiliyor.
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Mantığının eleştirdiğini, merhametinin savunmasına izin verme.
    -Jane Austen-

    Bazen bazı insanlar söz konusu olduğunda bir becerebilsem:)

    YanıtlaSil
  4. ''Mantığının eleştirdiğini, merhametinin savunmasına izin verme.''
    tekrar tekrar okuduğum, beni en etkileyen ve üzerine düşündüğüm alıntı bu oldu. Kendime hep telkinde bulunduğum şeyin bu kadar net ifade edilmiş hâlini okumak... Çok çarpıcı bir cümle.
    Çok teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de hep dönüp dolaşıp yaptığım hata… Onedenle artık merhamet kelimesine düşmanım. Yerine aynı gibi duran ama bambaşka bir anlamı olduğunu fark ettiğim şefkati koymaya çalışıyorum özellikle de “öz”lüsünü ;)

      Sil