Nadasımsı yazımda söylemiştim, önce dinlenme sonra sadece kitap okumaya ayıracağım bir kaç ayı diye. Ben direkt kitaba daldım. Bir haftada üç kitap okudum, ki onları da zaten bloga ekledim. Pdf lerini bulmam alıntıları eklememde kolaylık sağladı değilse sayfa sayfa yazmak zorunda kalıyordum. Dördüncü kitabı da hafta sonuna eklerim.
Neyse gelelim konumuza, şuan yarısına geldiğim "Luigi Pirandello-Biri, Hiçbiri, Binlercesi" kitabına. İtalyan yazarın 1909'da yazmaya başlayıp 1925'te tamamladığı en ünlü romanı. 99 yıl önce yazılmış ve günümüz insanının estetik kaygısının getirdiği sonuçlar ve bu durumdan insanların bozulan psikolojisini resmetmiş adeta. İnsan zihninin kendisine ne tür labirentler tuzaklar kurduğu ve labirentlerin arasında kendisini, olduğu, olduğunu sandığını ve olmasını istediği şeyi aramasının en saf örneği. Karısının laf arasında burnunun eğri olduğunu söylemesinden sonra adamın bunu takıntı hale getirip herşeyi sorgulamasından sonra kişilik bölünmesi yaşaması. Günümüzde ki psikolojik rahatsızlıkların, narsizmin, empati yoksunluğunun, intiharın, sosyapatlığın, antisosyal kişilik bozukluğunun hat safhada olduğu bir ortamda neredeyse 100 yıl önce bunu kaleme alması aslında şaşırtmamalı.
Beyin ve psikoloji konusu benim neredeyse ilkokuldan beri hep merak ettiğim şeylerdir. Özellikle seri katiller. Bu her dediğim de insanların bakışı biraz değişiyor ve bir adım geri atıyorlar 😆 Sosyopat falan değilim ayrıca feci kan tutar beni. Şansıma işim de hep pskikopatın sosyopatın pisliğin bol olduğu bir ortam oldu. Sadece adliye koridorları değil, yolda okulda, bir kafe de, aynı sokakta aslında yanından geçtiğimiz ama ne olduğunu bilmediğimiz insanlarla dolu heryer. Hep merak etmişimdir, ne oluyorda insanlar empati, merhamet, acıma ve insani duygularını kaybedip onca sosyopatlık psikopatlığı yapıyor diye. Genetik miras, kalıtımsal bozukluk, çocukluk travmaları, istismar, kötü ebeveyn seri katillerin ortak özellikleri. Kütüphanemde yirmiye yakın bununla ilgili kitap araştırma var.
Herkes Charles Manson'u seri katil sanıyor ama Manson kimseyi öldürmemiştir. evet kimseyi öldürmemiş. Manson tarikatı adı altında insanları kullanarak başkalarını öldürtmüştür. Bunun en bilindiği Roman Polanski'nin hamile eşi aktrist Sharon Tate cinayeti.. Ayrıca 90 ları hatırlayanlar bilir, dini bir oluşum domuz bağıyla toplu mezarlarla insanları katletmişti o misal. İnsanlar birilerinin boyunduruğu, kulu kölesi olmaya pek hevesli ne yazık ki.
İnsanlar kendilerini beğendirebilmek adına, milyonlarca paralar vererek saçma sapan şekillere giriyorlar. Neden? Kendilerini iyi hissetmek, beğenilmek adına. Gary Small'ın Bir Psikiyatristin Gizli Defteri adlı kitabında buna uygun bir örnek vardı. Adam bacağı kesilince iyileşeceğini sanıyor. Sağlıksal olarak hiçbir sorunu yok ama kendini hasta mutsuz hissediyor ve kimse ikna edemiyor. Sağlam bacağı kesiliyor ve mutlu oluyor. Bu gibi örnekler zihnimizin bize oynadığı ya da oynamasına zemin hazırladığımız durumlar...
Aklınıza mukkayet olun ve sevgiyle kalın...
Beyin benim de ilgimi çeker. :) Beyin gerçekten ilginç bir organ. Çok güçlü ama manipüle edilmeye açık. Tarikatla ilgili bilgi beni şaşırtmadı malesef, yani böyle bir şeyin olabileceğine inanırım... Ama ilk kez okuduğum bir bilgiydi, onun bir aaa'sı oldu ilk etapta. :) Ki böyle durumlarda aslında bizi manipüle eden karşı taraf mı oluyor yoksa bizzat biz mi kendi kendimizi manipüle ediyoruz acaba? Bu soruya benim yanıtım var ama bence yanıttan da ziyade bunu sorgulamalıyız hayatımızın her alanı için. Düşünceler ve onların farkında olmak çok önemli. Bir Psikiyatristin Gizli Defteri bayadır okumak istediğim bir kitap. Biri, Hiçbiri, Binlercesi'ni de merak ettim. Öneriler için teşekkür ediyorum. :)
YanıtlaSilAslında beyin konusunda senden ilham aldım diyebilirim, geçenki yazının üstüne bu kitapta denk gelince yazmak istedim.
SilAaa değidiğin konuyu merak ettim. Manson'un kimseyi öldürmemesi mi? yoksa Roman Polanski'nin hamile eşini üyelerine öldürtmesi mi?
Biz ne yazık ki insanların bizi manipüle etmesine izin veriyoruz, en azından kendi adıma söylemek gerekirse. Bir insanın huyunu suyunu az çok bilirsen, zaaflarını bam telini, korkularını nefretlerini kolaylıkla manipüle edilir yönlendirilir. Gereğinden fazla şeffaf olmanın kötü yanı, çabuk gaza gelme :)
Hele bir de psikolojik ailevi sorunu olan, alkol uyuşturucu geçmişide varsa birinde ovv kullanmak için bulunmaz kumaş. Kötü insanlarla çok karşılaşınca az çok öğrendim yöntemlerimni avlarını nasıl seçtiklerini.
Biri, Hiçbiri, Binlercesi güzel ama gereksiz uzatılmış kitabı okumak yerine alıntılar bile yeterli gelebilir. Bir Psikiyatristin Gizli Defteri okumak için daha akıcı..
Sevgiler, çok çok kalp :)