Suskun bir insanın yardım çığlığı olan o, intihar girişimi... (s.34)
Yıllarca, beyniyle komut vermeyi hiç akıl edemediği sözcükler öylece ağzından çıkıvermişti hep. Kimi zaman, içini bir duygunun sardığı olurdu. Bu duygu söze dökülür, ama altında yatan ve dünyayı ikna etmeyi sağlayabilecek mantık suskun kalırdı. (s.36)
Bir çocuğun bağımsız olması, kimi ana babaların kırılgan dengesi için çok büyük tehlikeydi. (s.39)
Sevdiğiniz insanları korumak için hiçbir zaman dünyayı yeniden kuramayacağınızı anlatmaya çalışıyorum size.. (s.49)
Lanet olası aptallar çocuklara yalan söylememeyi ne zaman öğrenecek bunlar! (s.53)
Sinirli değilim ben; kaçığım. (s.54)
Sen hiçbir zaman onlardan biri olmadın, hiçbir zaman. Tamamen farklısın sen. (s.60)
Biliyor musun.. akıl hastası olmanın en kötü yanı, hayatta kalabilmek için ağır bir bedel ödenmesi. (s.73)
Her yerde olduğu gibi, burada da saldırganlar saldırıya uğrayanlardan üstün tutuluyordu. (s.77)
Cehennem’in eşiğine gelmiş kişilerin şeytandan ödü kopuyordu; zaten cehennemin içinde olanlar içinse şeytan özel biri değildi, yalnızca başka biriydi, o kadar. (s.77)
Eskiden nasılsam şu anda da öyleyim, -içim yanardağ olan devinimsiz bir dağ. (s.87)
Birisi seni kırdığı zaman hiç ağlama, gül. Seni üzdüklerini bilmelerine asla izin vermemelisin. (s.105)
Deborah, akıl hastaları ile dindar fanatikler arasındaki benzerlik konusunda düşündürücü bir takım gözlemlerde bulunuyordu. (s.106)
Bütün hasta insanların hastanede olduğunu mu sanıyorsun sen? (s.108)
(s.115)
Adalet uygulanmıyorsa, namussuzluk örtbas ediliyorsa ve inançlarını koruyan insanlar acı çekiyorsa, sizin gerçekliğiniz ne işe yarıyor peki? (s.121)
Bir şeyi övmek bir başka şeyi kötülemek anlamına gelmez. (s.141)
İnsanlar karşı-ateşler yakarlar, bir yangını söndürmek için bir başka yangın çıkarırlar. (s.175)
Kapayın çenenizi! Düşüncelerimi duyamıyorum.. (s.175)
Vazgeçmiş değilim; yalnızca yorgunum, o kadar. (s.175)
Birbirimizle geçinemedik, işte o kadar. Birbirimizden hoşlanmadık. Galiba birbirimize çok fazla benziyorduk… (s.215)
Okuduğu bütün kitaplar ona kesin ifadeler kullanmamasını, tartışmamasını ve duygularını belli etmemesini, neşeli ve yardımsever olmasını söylüyordu. (s.260)
Hiçbir şeye ilgi duymuyordum ve bu bana bir çeşit huzur veriyordu. (s.276)