24 Ekim 2021

Altı Çizili Kitap Cümleleri - 6


Makyajı akıyor farkının, Herkesleşiyorsun..
Özdemir Asaf




Ben ölmek istemiyorum. Yaşamak ve herkesin burnundan getirmek istiyorum.
Oğuz Atay - Tehlikeli Oyunlar



Kimi zaman geri çekilmek gerekir; saçaklı ayaklarını bir anda kabuğuna toplayan bir deniz yaratığı gibi kapanmak. Ama geri çekilmek öğretilemez hiçbir çocuğa. Batmaya dirensin diye büyütülür her çocuk. Ben de bir çocuktum, ben de büyütüldüm ve şimdi nasıl batacağımı bilemiyorum. Direnmek nasıl bırakılır?
Aslı Biçen - Elime Tutun


Bugün sen nasıl seven gençleri hapse atıyorsun, gün gelecek, kendi pisliğini namuslu insanların yüzüne bulaştırmak istediğin zaman, sende tımarhaneye tıkacaklar. O zaman, bugünkü biçimci bezirgan yargının yerine, hukukla ve iyilikle yöneten başka türlü yargıçlar ve hakikat savcıları olacak. Sıkı, sert yasalar olacak yaşamı korumak için, onlardan nefret edeceksin, küçük adam, ama uymak zorunda kalacaksın.
Wilhelm Reich - Dinle Küçük Adam


Benim hakkımda bir yargıya varmadan önce beni bilmek, beni biraz tanimak ve ölçülü yaratılmış bir kişiden bugünkü ben olan garip insanı hangi koşulların ortaya çıkarabilmiş bulunduğunu bilmek gerekir. Kabul edin ki, biz kalıtsal eğilimlerimizin oluşturduğu iki öge ve etkenin, ya da dünya sahnesine çıkarken getirdiğimiz sermayenin ve kendisine değen her etkiyi alıp koruyan plastik bir madde gibi bizi biçimlendiren ve bize varlık, nitelik veren hayat koşullarının, rastlantılarının ürünüyüz.
Pierre Loti - Aziyade




 Ne garip bir oyuncak şu insan! Yürür, konuşur ve acı çeker. 70 kilodur. Kendisine ve aslaine ait hiçbir şeyi bilmez. Bir nevi ıstırap makinesi. İplerini başkaları çeker. Hantal ve şapşal bir robot. Neye sevinir bilinmez. Sınırsız olan yalnız hayalleri ve acı kabiliyeti. Etten bir kafes ve aciz içinde çırpınan bir ruh. Vücut araba akıl arabacı. Ama gözleri bağlı arabacının, arabaya hükmeden atlar .. Buda haklı: Varolmak için yokolmak lazım, parça bütüne kavuşacak ki hasret dinsin. Bütün musiki, bütün şiir, bütün aşk, bu bir çuval kemik, bu asi ten, bu aptalca endişeler ne olacak?
Cemil Meriç - Jurnal



İçimizde birbirleriyle daha önce hiç yüzyüze gelmemiş olanlar vardı, birbirlerinin edebiyat anlayışını toptan yadsıyanlar, bu eleştirilerini sözle yada yazıyla açıklayanlar vardı. Demek böyle önemli bir olay karşısında bunların önemi kalmıyordu, hemen birleşebiliyorduk. O zaman protestoyu elimizdeki verilere göre biçimlendirmeye karar verdik ; Hepimiz kadındık.. Hepimiz anneydik..
Tomris Uyar - Otuzların Kadını


Herkese anlatmak zorundayım.
Gırtlağıma takılıp kalan çığlığın bedeli ödenmeli.  Dakikalar onu seyredip hiçbir şey yapmadan yoluma devam ettiğim lanet için lanetlendim ben. Yapılacak bir şey için, bir kaşık bulup ona kusmuğunu yediremediğim için, bütün büfeler boyu seyredip hiçbir şey yapmadan ... Ona verebilecğim ne vardı? yoluma devam ettim çünkü kendime bir misyon yüklemeiştim. Kendi ölümümü erteleyecek bir gerekçe ...
Aslı Erdoğan - Kırmızı Pelerinli Kent





Birini tanımaya çalışmak, hiç bitmeyen bir yapbozu çözmek gibidir. Önce en küçük parçaları yerlerine yerleştirir, bu sırada kendimizi daha iyi tanırız. Jake hakkında bildiğim ayrıntılar-etini çok pişmiş sevmesi, umumi tuvaletleri kullanmaması, yemekten sonra dişlerini tırnaklarıyla karıştıran insanlardan nefret etmesi- daha sonra ortaya çıkacak büyük gerçeklerin yanında sıradan ve önemsiz kalıyor.
Iian Reid -Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum



Bazan bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazan da hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret falan değil. İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile. Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor.  Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimden geçen şeyleri teker teker uzun uzun anlatacak birini. O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tasavvur edemezsiniz. Kış günü sokağa atılmış üç günlük bir kedi yavrusu gibi kendimi zavallı hissediyorum. Odamdaki duvarlar birdenbire büyüyüveriyor. Pencerelerin dışındaki şehir ve hayat bir anda, insanı içinde boğacak kadar kudretli ve geniş oluyor. Zannediyorum ki, tasavvuru bile baş döndüren bir süratle hiç durmadan koşup giden bu hayat ve bir avuç toprağın bile doğru dürüst esrarına varamadığımız bu karmaşık dünya beni bir buğday tanesi, bir karınca gibi ezip geçiverecek… Böyle acz içindeyken odamda her şey bana küçüklüğümü ve zavallılığımı haykırıyor. Sokağa fırlıyorum. Bir tek çehre görsem de yanında yürüsem, hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. Halbuki ara sıra karşılaştığım ahbapları görmemezliğe geliyorum. Hiçbiri bana bu anda yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor.
Bilmem beni anlıyor musunuz?
Sabahattin Ali - İçimizdeki Şeytan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder