O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.
-Yaşar Kemal-
Kim karışırdı gerçekliğine
Yaşadığım sonsuzluğun
Ve oturuldu birtakım şeyler söylendi
İmla kurallarıyla mutsuzluk üstüne..
-Turgut Uyar-
...yaptıkları için onları bağışlamamı hiçbir zaman istemediler benden, ben de onları hiçbir zaman bağışlamadım.
-Joanne Greenberg-
“Ne ekerseniz, onu biçersiniz!” Ne pişirirseniz onu yersiniz! Eğer çocukların ve gençlerin aklını ve
ruhunu işlenmemiş bir tarla gibi bırakırsanız, orada ısırgan otu, dikenler ve zararlı otlar bitecektir.”-
-Gregory Petrov-
"Biliyor musun, kafamın içi yazmak istediklerimle dolu. Akıl almaz büyüklükte bir ambar orası” demişti Sumire. “Bir
sürü imge, manzara, parça parça sözcükler, insan suretleri… hepsi
beynimin içinde göz kamaştırıcı şekilde parlıyorlar, capcanlılar. Bana
‘Yaz hadi!’ diye bağırdıklarını duyup, oradan mükemmel bir hikaye
çıkacak diye düşünüyorum. Yeni bir yere gidiyormuş duygusuna
kapılıyorum. Ama masa başına geçip yazmaya kalkışınca önemli bir
şeylerin yitip gittiğini anlıyorum. Kristalleşemiyorlar sanki, çakıl
taşları gibi öylece kalakalıyorlar. Ve ben de hiçbir yere gidemiyorum.
-Haruki Murakami-
Bazen öyle bir his oluşuyor ki içimde, hem çok tanıdık ama bi o kadar
yabancı. Derin bir nefes alıyorum ve öyle güçlü hissediyorum ki kendimi,
sanki hiç bir şey zor değilmis gibi. Sonra bütün dünyayı özgürleştirip,
haksızlıklara karşı koymak istiyorum. Ama sonra birden yorgun ve üzgün
hissediyorum kendimi ve her şeyi arkamda bırakıp gitmek istiyorum. Hiç
kimseyi özgürlüğüne kavuşturamayacağımın ve haksızlıklara karşı koymaya
cesaretim olmadığının farkına varıyorum. Sonra ağlıyorum ve beni
anlayacak ve teselli edecek birini bekliyorum, ama aynı zamanda birinin
gerçekte o kadar güçlü olmadığımı görmesinden korkuyorum...
-Renate Anders-
Yeryüzünde küçük düşürülmemiş, aşağılanmamış kimse var mı? Beni o kadar küçük düşürdüler ki, artık
kızmıyorum. Ne yapacaksın, insanlar başka türlü davranamıyorlar işte. İnsan her şeye incinirse, iş göremez, üzerinde durmakla zaman yitirir. Yaşam böyle! Eskiden insanlara kızardım. Sonra düşündüm, gördüm ki, kızmaya değmiyor.
-Maksim Gorki-
Tümüyle güvendiğiniz bir şeye asla kendinizi adamazsınız. Kimse yarın
güneşin doğacağını fanatik bir biçimde haykırmaz. Çünkü güneşin yarın
doğacağını herkes bilir. İnsanlar, politik ya da dinsel inançlar ya da
başka tür dogmalar ya da amaçlara kendilerini fanatikçe adıyorsa bunun
nedeni daima, bu dogmaların ya da amaçların kuşkulu olmasıdır.
-Robert Maynard Pirsig-
Beni ona bağlayan bu hisse bir isim takamıyorum. Aşk değil bu. Dostluk değil. Dostluk ve ahbaplık gibi. Zora gelince feda edilebilecek bir şey değil. Sevilmenin gururu var tabii, fakat bu biraz da sevmektir.
-Peyami Safa-
Herkes biliyor geminin su aldığını,
Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini.
Yine de güvertede dans ediyorlar,
Sanki hiçbir şey olmamış gibi.
Müzik çalıyor, insanlar gülüyor,
Yarın yokmuş gibi yaşıyorlar.
Ama gemi batıyor,
Ve herkes bunu biliyor.
Bazıları panik yapıyor,
Bazıları dua ediyor,
Bazıları ise sadece kabulleniyor.
Gemi batıyor,
Ve yapacak hiçbir şey yok.
Su yükseliyor,
Gemi gitgide daha alçaklaşıyor.
Ve sonra her şey sessizliğe gömülüyor.
Gemi battı,
Ve herkes öldü.
Ama belki de bir mucize olur,
Belki de gemi batmaz.
Belki de kaptan doğruyu söylüyordur,
Belki de gemi su almıyordur.
Ama belki de her şey bitti,
Belki de umut yok.
Belki de gemi battı,
Ve herkes öldü.
-Leonard Cohen-
Bazen bir kitap okurken, bir müzik dinlerken, bir film izlerken öyle gerçekçi, öyle mantıklı bir deyiş çıkar ki karşınıza... Keşke bunu daha çok kişi okusa, izlese, haberdar olsa dersiniz. Yerli-yabancı, yazar-şair, kadın-erkek kim söylemiş hiç önemli değil. Doğruları savunmak gerek...
YanıtlaSilBenim çokkk eskilerden söylediğim bir söz var. "Aynı yada benzeri şeyleri beğendiğim, dinlediğim, okuduğum, izlediğim düşlediğim ve bunları fark ettiğim insanları, daha bi özenli seviyorum" diye. Onu anımsadım yine..
SilSevgiler..
everybody knows :)
YanıtlaSilalekta movik movik, dım tıss dım tıss :)
SilMalesef... :(
YanıtlaSilBeyaz Zambaklar Ülkesinde'yi okuyacağım. Gregory Petrov'un bu sözüne de katılıyorum. Malesef şu anda yaşanan şeylerden biri de bu...
Haruki Murakami'yi tam olarak bu yüzden seviyorum. Aslında hissettiğim şey sevgi de değil de, yakınlık. Bu yazarı kendime bazı yönlerden yakın buluyorum. Kitaplarından bazen rahatsız olsam da sanırım bu yüzden okumayı bırakamıyorum. Hepsini okuyacağım! :)
Renate Anders kimmiş bakayım...
Leonard Cohen...
Atamın hatırına rağmen okuyamadım Beyaz Zambaklar Ülkesinde'yi.
SilJapon edebiyatına sarmıştım bir ara, altıya yakın yazardan 15 kitap mevcut ama onlarda diğerleri gibi sırasını beklemekte.