Cehennem boş, bütün şeytanlar burada.
-William Shakespeare-
Kafamda susmaları için yalvardığım sesler var.
-Ali Lidar-
Fevkalade zaferlerim olmayabilir, fakat içinden sağ çıkmayı başardığım yenilgilerimle sizi şaşırtabilirim.
-Anton Çehov-
Zaten muhitimden uzak duruşumun, vahşiliğimin bir sebebi de kitaplarda
tanıştığım ve benimsediğim insanları muhitimde bulamayışım değil miydi???
-Sabahattin Ali-
İlginç insanların sayısı neden bu kadar az? Milyonlarca insanın içinde neden sadece birkaç kişi? Bu kasvet verici ve cansız türle yaşamaktan başka çare yok mu?
-Charles Bukowski-
Sizi bilmem; ama ben dünyada en çok cehaletten korkarım. Çünkü cehalet,
kendi bildiğinin dışında bir bilgi ve düzey olduğunu farketmeyen bir kör
karanlıktır. Zehirli tutkular ve fanatik öfkeler üretir. En kötü yanı
da cahilin, cahil olduğunu bilmemesidir.
-Zülfü Livaneli-
Bir erkeğin ancak zekası tahrik edebilir beni, içimde oltaya yakalanan balık gibi çırpınıp durması değil.
-Aytuğ Akdoğan-
Herkesin kalbinin çizildiği bir yer var. Orada görünmez bir duvara
çarpıyorsun. Daha öteye gidemiyorsun. Bütün dünyan o çakıldığın yerden
uzanabildiğin yere kadar oluyor artık. Ben de o günlerde bir yerde çakıldım işte. Ama tam nerede bilemiyorum. Hiçbir zaman da bilemeyeceğim bunu.
-Emrah Serbes-
İnsanlık pagandır. Asla hiçbir din içine işlemedi onun. Sıradan insanın
ruhunda, ruhun ölümsüzlüğüne inanma gücü bile yoktur. İnsan ne nerede ne
de niçin uyandığını bilmeden uyanan bir hayvandır.
-Fernando Pessoa-
Daracık dünyamda, insanlardan kopuk, manevi olarak çürümüş, yeraltında
sahip olduğum kinimle başa baş nasıl boğuştuğumu anlatmak pek de hoş
olmasa gerek. Üstelik romanların bir kahramanı olur, bense bir
kahramanın taşımaması gereken tüm özellikleri taşıyorum. Bizim gibi
insanları anlamanın en kolay yolu budur. Bizler, yaşama yabancılaşmış,
zorla yürüyen insanlar olduğumuzdan dolayı bu yazdıklarım etkili
olacaktır. Üstelik gerçek hayata öyle yabancılaşmışız ki, adını bile
duymak istemeyiz. Bunda da o kadar ileri gideriz ki, gerçek hayatı
kitaplardan öğrenebileceğimize inanırız.
-Fyodor Dostoyevski-
Pandora'nın kutusu açılıp, Zeus'un içinde sakladığı bütün kötülükler
dünyaya saçıldığı zaman, orada son bir kötülük kaldığından kimsenin
haberi olmamıştı: Umut! O zamandan beri yanlışlıkla kutuyu ve içindeki
umudu iyi şans olarak yorumladık; fakat Zeus'un arzusunun, insanların
kendilerini işkenceye teslim etmeleri olduğunu unuttuk. Umut,
kötülüklerin en kötüsüdür; çünkü, işkenceyi uzatır.
-İrvin D. Yalom-
Bazı kadınlar yakalanamaz, durdurulamaz ve kimseye ait
olamazlar. Onlar zaten kendilerine bile ait değildir de, o karmaşık bir mesele.
O kadınlara yalnızca yakın durulabilir, yakalanıp durdurursan, kendine ait
kılarsan... Ölüverirler. Çünkü onlar kuş gibidirler. Böyle uçucu kadınlar,
tepeden aşağıya inen bir bisiklet gibi, fren yaptıklarında düşeceklerini pek
iyi bilirler. O yüzden belki de hayat boyu kendilerini en sevdiklerinden bile
korumak mecburiyetindedirler. Kendilerini durdurup öldürüverecek şeylere karşı
dikkatli olmaları gerektiğini –her nasılsa- bilirler. Onlar, insanı ancak
frensiz bir seyahate davet edebilirler. Zira fren yaparlarsa artık onlar, o
kadınlar değiller. Bozulmuş bir oyuncak gibi kıymetsizler. Kanatlarının altına
rüzgârı aldığında uçabilen kuşlar gibi, rüzgârsız kaldığında bir lokma ete
dönüşen kadınlar... Ve adamlar, ekseriyetle, kadınları eğitilebilecek kuşlar
sanırlar. Bilir misiniz? Eğiticiler, eve dönsünler, uzaklara uçmasın diye önce
kuşların kanatlarını biraz kırarlar... Ama kimi kuşlar ve kadınlar, gökyüzü
kadar uçmayacaklarsa ölüvermeyi tercih ederler.
-Ece Temelkuran-
Söyleyecek fazla bir şeyim hiçbir zaman olmadı. Ben de sustum...
-Albert Camus-
Shakespeare tarihin tüm zamanlarında haklıydı ama yaşadığımız yüzyılda daha bir haklı sanki. Haberler ruhumu daraltıyor ve beni hem çok üzüyor, hem de çok öfkelendiriyor. Tanımadığım insanlar için ağlıyorum bazen. Özellikle de çocuklar için çok üzülüyorum.
YanıtlaSilBukowski de en azından benim kendi yaşam alanım için haklı. Tek bir kişi var gerçekten budur dediğim ve yanımda olacağını bildiğim. Gerisi ya hayal kırıklığı, ya biliyordum zatenlerim.
Livaneli en temel gerçeğimizi söylemiş.
Aytuğ Akdoğan ismini yeni gördüm. Kitaplarına bakacağım. Ben de böyle bir his istemiyorum. Birinin yanında heyecanlanmak, aklımı kaybetmek istemiyorum. Rahat olmak istiyorum. Çok rahat ve huzurlu olmak. Beni dünyada en iyi anlayan insan o olsun istiyorum. Onu da ben. Çok şey istiyorum...
Emrah Serbes de kitaplarından okumak istediğim bir yazar. O da haklı. Duvarımı öteye itmeye çalışıyorum. Oysa bu zor ve hak eden kim onu bile anlayamıyorum.
Pessoa da okuyacağım, umarım... İnsan uyandığını sanıp yedinci rüyasına dalan canlıdır diyerek artırıyorum.
Dostoyevski bazen iyi geliyor, bazen ruhumu daraltıyor. Ruhumu daralttığında seviniyorum. Demek ki ruhum ferahlamış ki daha pozitifmişim ki, Dostoyevski sen de..., diyorum. Ona katıldığımdaysa naneyi yemişim hissi duyuyorum.
Yalom'un da haklılık payı var bence. Ama umut kötü de iyi de değildir bana kalırsa. Sadece vardır. Bazı durumlarda iyi bazısında kötüdür. İnsan neye teslim olacağını iyi bilmelidir. Nitekim zaten yaşamak da bence teslim olmaktan ibaret.
Ece Temelkuran'a da kısmen katılıyorum. Bizim toplumumuzda kadınları ''eğiteceğini'' sanan sözümona ''aşık'' erkek bol. Oysa bazı insanlar -erkek veya kadın- özgürdür. Ruhları özgürdür. Hop orda hop burda, özgürüm uleyynn triplerindeki insanları kastetmiyorum. İçi özgür olan insan zaten anlaşılır. Hissedilir. Ve ona sahip olmak isteyen kişi de bunu ilk önce sezen kişi olur. Belki de özgür ruhlu insanın kendinden bile önce. O zaman eyvah...
Camus da genelde haklı sanki. Bu yıl ondan da okuyayım baya bir.
Ay ne güzel oldu böyle. Yazarlarla sohbet etmişim gibi hissettim. Teşekkürler <33
Selamm hoşgeldin.
SilBen yıllardır haber izlemiyorum gündemi ve olan olayları twitterdan takip ediyorum. Haksızlıkları ölümleri kötü haberleri yüreğim kaldırmıyor artık.
Aytuğ Akdoğan çok önceleri Babala Tv de yayın yapıyordu, sonra Flu Tv ye geçti. Youtube tan yayınlarını takip edebilirsin, ki seversin de. Hoş biraz fazla buhran melankolik biri ama Edebiyat ve Felsefe ile ilgi analizleri yorumları fena değil. İnstagramdan atarım linklerini.
Aslında Emrah Serbes paylaşmıyorum uzun zamandır, ki paylaşmamak için kendime söz vermiştim ama piç güzel yazıyor. Kendinden nefret ediyorum o ayrı bir konu. Üç kişilik ailenin ölümüne sebep oldu, alkollüydü ve suçu başkası üstlendi sonrasında onun yaptığı ortaya çıktı ve o iğreç infaz yasasıyla 2-3 yıl yatıp çıktı, ülkenin adalet sistemini var düşün.
Pessoa'nın kitapları da melankolik buhran mode, Huzursuzluğun Kitabı'nı eklemiştim istersen gözatabilirsin fikir vermesi adına.
Ece Temelkuran gerçekten iyi yazıyor.
Her zaman beklerim böyle, iyi oldu :)
Aytuğ Akdoğan'a bakayım. Bana da severim gibi geldi. Öneri için teşekkür ederim. :)
SilAaaa. Ben Emrah Serbes'i ismen biliyorum ama bu olayı bilmiyordum.
Huzursuzluğun Kitabı bayadır elimde. Hatta kitaplığın kenarına çıkardım okuyayım diye. Kalın diye bekletiyorum :)
Ece Temelkuran'ın kitap alıntılarını çok görüyor ve kendimden bir şeyler buluyorum. Kitaplarından bu yıl okurum umarım.
<3
Attım linkleri :)
SilBiraz araştırsan zaten sevmemek için daha fazla neden çıkar, iyi bir yazar olabilir ama dahası yok. Anne baba kızın öümüne sebep oluyorsun ve birkaç yıl yatış çıkıyorsun, siyasi tweet atsak müebbet yeriz :)
Huzursuzluğun Kitabı kalın ama okutuyor kendini, buhranlı ama sıkıcı değil. O konuda Tutunamayanlar'la yarışamaz orası kesin.
Ben bu yıl için 50 kitap hedefi koydum, şimdiden 5 kitap bitti, buraya ekleme işi zaman istediği için fırsat buldukça ekleyeceğim.
İyi okumalar şimdiden.. çok çok kalp :)
Tekrardan teşekkür ederimm ve iyi okumalar dilerim ^-^
Sil