-Ahmed Arif-
Sürekli değişen, hiç kalıcı ve samimi olmayan insan ilişkileri. Şeytan görsün hepsinin yüzünü.
-Franz Kafka-
Her insanın bir başkası için sonsuz bir muamma oluşu, üzerinde düşünülmesi gereken muazzam bir hakikattir.
-Charles Dickens-
Bazen bir koku, bazen bir görüntü bir yere gitmenize imkan vermemiş miydi? Bu seferki bir ses. Kimliği belirsiz bir hayaletin sesi. Bir fısıltı halinde. Fısıltının hakkını verircesine sadece onun duyduğu. Bir çığlığı da andırdığı halde..
-Mario Levi-
Bir şeyi sadece bizden öyle beklendiği için ya da birilerini memnun etmek için veya onlardan korkumuzdan yapıyorsak eğer özgün bir şekilde yaşamaktan iyice uzaklaşırız.
- Maureen Murdock-
Yalnızca bir günlük yaşam için dünyaya geldiğimi biliyorum. Öleceğimi de biliyorum. Fakat yıldız kümelerinin sık sıralar halinde dairesel devinimlerini gönlümce izlediğim zamanlar, ayaklarımın artık yeryüzüne değmediğini hissediyorum...
-Carl Sagan-
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler
gözüyle bakarlar. Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar,
yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı hem de
alaycı bir gülüşle dinlerler bunları.
-Sadık Hidayet-
Ben bir devrimle birlikte doğdum. Duyduk duymadik demeyin. Gün ışığını görünceye dek isyanın coşkusuyla dolup, böyle bir ateşin ortasında doğdum ben. Gün kavurucuydu ve o gün tüm yaşamım boyunca beni sarıp sarmaladı. Çocukken bir kıvılcım gibi çıtırdadım. Büyüyünce tepeden tırnağa alev kesildim. Ben bir devrimin kızıyım, buna hiç şüphe yok, bir de atalarımın taptığı ateş tanrısının.
-Frida Kahlo-
Asırlardan beri olduğu gibi, bugün de milletlerin cahilliğinden ve taassubundan faydalanarak, dini bin bir türlü şahsi maksat ve menfaatleri için alet olarak kullananlar vardır. Din her türlü masallardan ve yalanlardan sıyrılarak, bilgi ışığı altında aydınlanıncaya kadar din oyuncularına her yerde rastlanacaktır.
-Falih Rıfkı Atay-
Mayısın goncaları sert rüzgarlarla titrer,
Yaz günleri kısa bir düş gibi gelir geçer:
Bazen cehennemin ateşi tepende parlar,
Sonra altın gibi saçlar sararıp solar
Her ne kadar güzel olsan sonun değişmez;
Ne şans, ne doğa yasası sana yardım etmez.
Fakat senin sonsuz yazın hiç solmayacak,
İnce güzelliğin de hiç silinmeyecek,
Ne de ölüm seni gölgesine alabilecek,
Unutulmaz izlenimlerin ebedi sürecek..
-William Shakespeare-
Bana tutku verecek herhangi bir şeye ya da kimseye artık rastlamayacağımı biliyorum. Birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veriş, körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapmayacağımı biliyorum.
-Jean-Paul Sartre-
...tek başımıza yaşamak için ailelerimizi terk ediyoruz, yeteneklerimiz olsa da elimizden gelen çabayı göstersek de, en olmayacak umutları beslesek de, dünyayı değiştiremeyecek kitaplar yazmak için uğraşıyoruz. Hayatımızı yaşıyor, istediğimizi yapıyor ve sonra da uyuyoruz, işte bu kadar basit ve kolay. Bazıları camdan atlıyor ya da boğularak intihar ediyor ya da hap yutuyor; çoğu kazayla ölüyor; ve çoğumuzu, büyük çoğunluğumuzu, bir hastalık yiyip bitiriyor, ya da eğer şanslıysak, zamanın kendisi. Avunacak bir şey var: Ne olursa olsun, hayatlarımızın önümüzde açılıp bize hayalini kurduğumuz her şeyi sunduğu saatler var; çocuklar dışında herkes (belki onlar bile), bu saatlerin arkasından kaçınılmaz olarak başkalarının, daha karanlık ve daha güç saatlerin geleceğini bilse de. Yine de kentin, sabahın keyfini çıkarırız; ne olursa olsun daha fazlasını umut ederiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder