14 Şubat 2024

Altı Çizili Kitap Cümleleri - 35


Bir memlekette insanlar namuslu olduklarıyla ayrıca övünüyorlarsa, o memleketin hali dumandır.
-Kemal Tahir-


Keşke bir kitap okumuş, bir kedi sevmiş olsaydınız. Belki o zaman bu kadar kirletmezdiniz dünyayı...
-Turgut Uyar-



Canciğerdiler, kuzu sarmasıydılar. Onları yoldaş eden çıkarların ortaklığıydı. Yol bitti. Avın başında kavgaya tutuştular. Bir zamanlar el ele tüm ülkenin mahremine girenler, şimdi birbirinin mahremine el uzatıyordu.
-Barış Terkoğlu-



En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı? Hatta ben var mıydım?
-Ahmet Hamdi Tanpınar-


Çünkü bizler, az ya da çok, yaşamak alışkanlığını yitirmiş, aksaya aksaya yürüyen insanlarız. Hem de gerçek canlı yaşamdan tiksinecek, onun lafını bile işitmek istemeyecek kadar yaşama yabancılaşmışız.
-Fyodor Dostoyevski-


Sürekli değişik düşüncelerin etkisinde kalıyor, bir türlü kendimi bulamıyordum. Galiba bütün kusurum biraz fazla kitap okumaktı. Otuz yaşından sonra felsefe, psikoloji, iktisat, fransızca öğrenmeye kalkışmış, keman dersleri almaya başlamıştım. Bir yandan da ikebana kurslarına yazılmıştım. Komşularım: Bu kadar okuma, sonunda üşütürsün, diyorlardı. Galiba onlar haklıydı, insan çok fazla okumamalı ve çok fazla düşünmemeliydi. Çünkü sonunda gerçekten üşütmese bile bir tuhaf oluyordu. Yaşadığın dünyaya sığmıyordun, ya da dar geliyordu hayat sana.
-Murathan Mungan-



Bazı insanları acı büyütür ve yaşatır. Acı çekmeden, o korkunç yalnızlığı tatmadan kendisi olamaz bazı insanlar. Ne zaman ki en sevdikleriniz yan çizer, ne zaman ki birer birer düşürür herkes maskesini, ne zaman ki yalnızlıktaki o muhteşem gücü keşfedersiniz, o zaman başlarsınız gerçekten yaşamaya...

-
Charles Bukowski-


Her şey nasıl bitiyor
Nasıl yabancılaşıyor insanlar
Hiçbir şey olmamış gibi.
Birlikte yemek yer miydik
Nerelere giderdik ...
Şakalarımız nasıl şakalardı
Kavgalarımız
Sesi nasıldı sesi
Unutmak değil, başka bir şey bu.
-Cemal Süreya-


 Yalnız bir müddet dinlenmek ve birbirimizden uzak kalmak lazım. Ta ki birbirimizi tekrar görme ihtiyacını şiddetle duyuncaya kadar. Belki tekrar dost olur ve bu sefer daha akıllı davranırız. Birbirimizden, verebileceğimizden fazla şeyler beklemeyiz ve istemeyiz.
-Sabahattin Ali-


İnsanın sayısız geceler boyunca odada pinekleyerek kitap okuduğunu, ya da kara kara düşündüğünü getir gözlerinin önüne. Kimi zaman boşa koyarsın dolmaz, doluya koyarsın almaz, doğru mu düşünüyorsun yanlış mı bir türlü bilemezsin, çıkamazsın işin içinden, danışacağın tek bir Allah'ın kulu bile yoktur. Dönüp de sen ne dersin bu işe diyebileceğin hiç kimse yoktur yanında, sen de görüyor musun benim gördüğümü diye soramazsın hiç kimseye. Kaygılısındır, kararsızsındır. Bir ölçü yoktur elinde. Neler gördüm ben burada, neler yaşadım .Sarhoş filan da değildim. Uykuda mıydım bilmem. Ama yanımda birisi olsaydı, uyuyordun, düş görüyorsun derdi. Ve işte o zaman her şey çözümlenmiş olurdu...
-
John Steinbeck-


Geçinmek için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor. Neyi özlediğini, kalbinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini kurmaya cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum. Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor. Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için, bir aptal gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bilmek istiyorum. Ay´ının etrafında hangi gezegenlerin döndüğü beni ilgilendirmiyor. Kederinin merkezine dokunup dokunmadığını, hayatın ihanetlerince açılıp açılmadığını, daha fazla acı korkusundan kapanıp kapanmadığını bilmek istiyorum. Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan benim ya da kendi acınla oturup oturamayacağını bilmek istiyorum. Benim ya da kendi neşenle olup olamayacağını, insan olmanın sınırlılığını hatırlamadan, bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için uyarmadan çılgınca dans edip coşkunun seni parmak uçlarına kadar doldurmasına izin verip vermeyeceğini bilmek istiyorum. Bana anlattığın hikayenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor. Kendi kendine dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratamayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi ruhuna ihanet edip etmeyeceğini bilmek istiyorum. Güvenebilir ve güvenilebilir olup olamayacağını bilmek istiyorum. Her gün sevimli olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum. Benim ve kendi hatalarınla yaşayıp yaşayamayacağını; bir gölün kenarında durup gümüş ay´a ´EVET!´ diye bağırıp bağırmayacağını bilmek istiyorum. Nerede yaşadığın ya da ne kadar paran olduğu beni ilgilendirmiyor. Keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin ardından, yorgun, bitap da olsan, çocuklar için yapılması gerekenleri yapıp yapmayacağını bilmek istiyorum. Kim olduğun, buraya nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor. Çekinmeden benimle ateşin ortasında durup durmayacağını bilmek istiyorum. Nerede, kiminle, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor. Diğer her şey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum. Kendinle yalnız kalıp kalamadığını ve o boş anlarda sana arkadaşlık eden kendini gerçekten sevip sevmediğini bilmek istiyorum.
-Oriah Mountain Dreamer-





8 yorum:

  1. Özenle seçilmiş alıntılar. Düşünen beyinler ne değerli izler bırakmışlar insanlara.
    Birini seçmek, diğerlerine haksızlık olacak gibi geliyor insana. Ama Murathan Mungan ve Bukowski yeniden bir yolculuğa çıkarıyor insanı...
    Teşekkürler. Videolar için daha sonra tekrar uğrayacağım.

    YanıtlaSil
  2. ahmet hamdi ve dostoyevski :)

    YanıtlaSil
  3. Halimiz duman :)

    Keşke... Ama zaten sorun da bu değil mi? Akılları başka yerlerde onların.

    Barış Terkoğlu malesef haklı. İnsanlar her şeyi yapabiliyor ama yine de hala içimde nefes alan saf salak yan bunu anlamlandıramıyor...

    Bazen sanırım Tanpınar gibi oluyorum ve düşünüp boğuluyorum :)

    Dostoyevski :) Hep haklı ama yeter abicim yeter, bu kadar gam keder...

    Murathan Mungan'ı da anlıyorum. On yıl sonra ne olacağım Allah kerim... Yine olsa yine okurum, yine didiklerim; ki öyle de yapıyorum. Ama bence en zoru öğrenmek, bilmek değil. Aksine, öğrenmek özgür kılar zaten de... İnsanın bulunduğu toprak mühim olan. Yoksa güneş istediği kadar gelsin, o çiçek boğulur. Sanırım?

    Bukowski'nin söylediği ölçüde dramatik olaylar yaşamadım çok şükür (ve aman tahtalara vurayım) ama yine de bazı arkadaşlıklarımın bitişi beni gerçekten üzdü. Bazen sadece veda etmek lazım sanırım. Ben genelde veda edemiyordum, öylece bitiyordu. Sanırım hayatta en çok da terk edilmekten korkuyordum, o yüzden. Geçtiğimiz günlerde çok sevdiğim bir dostumla arkadaşlığımızı bitirdik. Artık birbirimize iyi gelmiyorduk. Nasıl rahatladım anlatamam. Suçluluk bile hissetmedim rahatladım diye. Ama sonra eve gelince ağladım. Artık onun ilerideki çocuklarının teyzesi olamayacağım diye. İşte ben de böyle bir antikayım. Bu olayı birine anlatmak istemiştim. Ama bloğuma bile açmazdım herhalde. İşte size söyledim, oh beee. :)

    Cemal Süreya şair adam, anlıyor tabi. Bazı insanlar nasıl anlamıyor şu basitçecik şeyi hayret ediyorum. İlla şair mi olmalı!

    Sabahattin Ali bir önceki itirafıma cevap mı veriyor nedir :)

    John Steinbeck hislerimin bir kısmına tercüman olmuş. Geliyor ikinci itiraf :) Özellikle de eski defterlerimi okurken hüzünleniyorum. Keşke bunları ben kendime yazmasaydım da, biri bana söyleseydi, gösterseydi diyorum. Neden her şeyi hep kendim öğrenmek zorunda kaldım? Herkes böyle derler lafa gelince. Değil işte. Bazen bunun için öfkeleniyordum sanırım. Artık öfkeli değilim. Kırgın da. Sadece bazen eski halime üzülüyorum. Keşke yanında olup sana sarılabilsem diyorum.

    Son alıntı beni durdurdu. Bir yere not almak istiyorum :) Sonra da yazarın kitaplarını keşfetmek istiyorum ve bu öneri için teşekkür ediyorum. Tabii yazar ve şairlerle yaptığım bu hoş sohbete vesile olduğunuz için de. <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. A ben bunu atlamışım 😕

      Murathan Mungan'ın en sevgiğim alıntılarından biri. Ne çok okur ne kadar çok öğrenirsen aksine ne kadar çok şey bilmediğini görüyorsun ve daha çok okumalı öğrenmeli keşfetmeliyim diyorsun. KEndini ait hissetmediğin ve kendini açıklamak zorunda kaldığın bir coğrafyada yaşamak hep zul.

      Bukowski'nin yazdığını iliklerime kadar yaşadım, zaten eski yazılarımdan az çok belli oluyor, 2023 her açıdan lanetli geçti benim için. Aynısını bende yaşadım artık varlığıyla zehirlendiğim ve dünya bir yana o bir yana dediğim dostum sandığım biriyle kesip attım herşeyi. Duyduklarıma yaptıklarına karşı hesap sormadım, tek bir kelime dahi etmeden ve hiçbirşekilde ulaşamayacağı bir yola gittim. dediğin gibi sakinlik, huzur aklıma bile gelmiyor sanki onca yıl hiç yokmuş gibi. Çözemediğin bağı kesmek ve olgunlaşmak meselesi.

      Bende başka bir dostum için sevgili Sabahattin Ali'nin dediği yoldan gitmeye karar verdim. Asla zarar vermedik birbirimize ve bana iyi gelen istisna kişilerden biri. Akışına bıraktım bir daha ki sohbete kadar, gerçekten öyle birşey olacaksa tabii ki..

      Bukowski gibi John Steinbeck'in yazısını da iliklerime kadar hissetmiş yaşamış biri olarak seni o kadar iyi anlıyorum ki. Seni 20'ler de ki Kırmızı olarak görüyorum. Bambaşka karakterleriz ama ne tuhaftır ki, keşke zamanında biri bana bunları söylese biri beni bu konuda uyarsa, yönlendirse dediğim şeyleri senin için söylemek geliyor. O yüzden en başından siz değil sen diye hitap ettim sana.. Fazla tanıdıksın.. Kimsin nesin bilmiyorum ama yazılarından ötesini görüyorum :) İyi ki varsın ❣️

      Sil
    2. Biz de küsmedik, aslında küsmeyelim diye arkadaşlığımızı bitirdik ve bunun için mutluyum. Zaten küsen biri de değilim ama bizim arkadaşlığımız oraya gidiyordu. O yüzden bir anda teşekkür edip ayrıldık. :) Ama o benim çocukluk dostumdu. O yüzden sarsıldım aslında. Büyümemde bana yardım ettiği için.
      Yaa <3 siz de iyi ki varsınız kalpler kalpler.

      Sil
    3. E o zaman artık şu "siz"i bıraksak en azından bırakmayı denesek nasıl olur?

      Sil