Sorun önyargıların aşılması, bağışlanabilir bir düşüncesizlik veya basit anlamda bir hata olsaydı; ah, sorun keşke böyle olsaydı! Yersiz kuşkulara kapılmayan sen, her şeyi anlayan ve hissedebilen sen bu yüzden hayatımdan kaybolup gitmezdin. (s.2)
Güzel insanlara her zaman hayranlık duymuşumdur ve bugün sanatçı beğenimle artık o zamankinden farklı bakıyor olsam da. (s. 5)
Artık onun sevgisine eskisi gibi çocukça bir güven duymuyordum. (s.12)
Eski tutkum, insanın tamamen uyandıktan sonra hatırlayamadığı bir rüya gibi gölgelere gömüldü. (s.13)
.. annem aslında ne bir dişi aslandı ne de geleneksel yoldan çıkan biriydi; dünyaya bakışı çoğununkine fersahlarca uzak olan yalnız , yaşlı bir kadındı sadece. (s.20)
Eğer dedikodular haksız yere yaılıyorsa ve senin gizli kuşkuların da öyleyse, sen bunu hak ediyorsun demektir. Belki de sen beni uzun süre bazı konularda işe yaramaz hale getirdin bana getirdiği sert şarabınla. Diğer bütün sarhoşluklara baskın geldin. (s.22)
Ayrıca bir kez şöyle adamakıllı aşık olamıyorsam suçlu ben değilim. Bu yeterince tuhaf zaten. (s.22)
Sevgi değildi; daha yoğun, daha dürtüsel, daha tekinsiz bir şeydi. (28)
En küçük memurundan tut, subay çevrelerine kadar hala hepsi kibirli, azametli ve dar görüşlü. Konumlarına göre görüntü değişiyor sadece, içerik aynı. Bizim artık annelerimiz ve büyükannelerimiz gibi düşünmediğimiz İçlerinden birinin bile aklına geliyor mu sanıyorsun? 'efendim aşağı efendim yukarı' diye etraflarında dört dönüp duran kadınlardan değil de artık kendi kendimizin efendisi olduğumuzun, kısacası eski kölece anlayışları rafa kaldırdığımızın farkındalar mı sence? (s.32)
İnsanlar sırf bana acıdıkları için yetişkinlik yaşına gelinceye kadar gelişimimi sürdüreceğimi ve herkes gibi olacağımı söyleyerek o kadar canımı yaktılar ki. Fakat yaşım ilerledikçe -şimdi otuz yaşındayım- beni kandırdıklarını daha iyi anladım, fakat bunu kimseye fark ettirmeye ve karşı çıkmaya cesaret edemedim. Çünkü acınası olarak biri yaşamak ölüm gibi bir şey, öyle değil mi? (s.38)
Şimdiye kadar ona hiç, hiç bir zaman insani anlamda, halden anlayarak, bu denli yakın olmamıştım; fakat aynı zamanda bir kadın olarak ondan hiç bu kadar uzak olmamış, bu kadar uzaklaşmamıştım. (s.45)
Belki en başında birbirimizle başka türlü kaynaşabilirdik, mücadele etmeden, çekinmeden, birimizin veya diğerimizin üstün ya da aşağı olması söz konusu olmadan! Sadece gençliğimizin tazeliğiyle, duyduğumuz sevinç ve esrimeyle! Evet, belki! Belki böyle bir aşk vardır, mümkündür ve güzeldir. (s.45)
Bir insan, bizim onda kendimize uygun bulduğumuz yanlardan çok farklı değil midir aslında? (s.48)
Yapmamız gereken tek şey yolumuza devam etmektir; bize ait olan birlikte gelir, bizimle beraber yürümeyeninse, bizi durdurmasına izin vermemeliyiz. (s.50)
... havailikle delilik arasında salınırcasına bu iki duygu kutbu arasında gidip geliyormuşum gibi hissediyordum. (s.61)
Kendi mutluluğunu engelliyorsun: Hayattan ve insanlardan çok fazla şey bekliyorsun. (s.62)
Hayatta her şeyin bir bedeli var, en fazla da mutluluğun. (s.62)
Rilke ve Niçe'nin etkilendiği kadın...
YanıtlaSilBir arkadaşımın bununla ilgili tespiti. Adamları delirtip delirtip Freud dan Psikanaliz öğrenen kadın diyor, ki kendisi de sıkı bir Salome cidir.:)
Sil:) Erkeklerin hatasına Lou'cuk ne yapsin deyip feminist bir kapatış yapıyorum:p
SilKapanış güzel oldu. Saygılar sevgiler efendim :)
Silokuyayım bunu :)
YanıtlaSilRuth'u okuyorum şimdi bende.
Sil