- Şükrü Erbaş / İnsanın Acısını İnsan Alır -
”Siz hangi gruptasınız? yıllar önce yaşadığı olumsuzlukları durmadan
tekrarlayıp elindeki kartopunu kocaman bir çığa dönüştürerek içinde
kaybolanlardan ve yanındakileri de sürükleyenlerden mi; yoksa kocaman
bir kar kütlesini güneşin sıcaklığıyla eritip etrafına huzur verenlerden
mi?
-Gabriel Garcia Marquez - Yüzyıllık Yalnızlık-
Benim
kurallara, geleneklere, yasalara ve halkın düşünce ve inanışlarına
karşı gelmeyi ne kadar sevdiğimi bilemezsin; ama benim ayaklarımda beni
sınırlayan zincirler var. Benim ruhum, vücudum ve bütün davranışlarım
anlamsız ve zayıf sosyal yasalar çerçevesinde mahpus kalmıştır ve ben
sürekli, ne olursa olsun alışılagelmişliklerin bir adım ötesine geçmem
gerektiğimi düşünüyorum. Ben bu sıkıcı ve kayıtlar ve kurallar dolu
hayatı sevmiyorum.
-Furuğ Ferruhzad-
- Fernando Pessoa - Huzursuzluğun Kitabı-
"Mutsuzluklarıma benim düşünce tarzım değil diğerlerinin düşünme tarzı neden oldu."
-Marquis de Sade - En Çok Kendisine Yabancıdır İnsan-
“Yürüyüp geçeceksin, hep yürüyüp geçeceksin. Ben öyle yaptım. Hep yürüdüm. Herkesin her şeyi anlamasını bekleyemezsin. Sen yürüyüp gideceksin. Anlayan anlayacak, anlamayan anlamayacak; dünyanın hepsine yetişemezsin ki!”
-Murathan Mungan - Yüksek Topuklar-
İnsanlarda beğendiğimiz iyilik, cömertlik, açıkkalplilik, dürüstlük, anlayış ve hassasiyet gibi özellikler yaşayış sistemimizin bozuk tarafını teşkil etmektedir. Ve beğenmediğimiz sertlik, açgözlülük, ihtiras, bayağılık, bencillik ve kendini beğenmişlik başarıya giden yolun temel taşlarını teşkil etmektedir. Birincisinin hayranı olduğumuz halde, ikincisinin yarattığı neticelere bayılıyoruz.
-John Steinbeck - Sardalye Sokağı-
-Tezer Özlü - Çocukluğun Soğuk Geceleri-
Hayatımızdaki en önemli şeylerin bir anda yok olup gittiğini görmenin
acısından kaçımız kurtulacağız? Yalnızca bizim için çok önemli olan
insanlardan değil, düşüncelerimiz ve düşlerimizden de söz ediyorum. Bir
gün, bir hafta, birkaç yıl daha dayanabiliriz, ama eninde sonunda
yitirmeye yazgılıyız. Bedenimiz sağ kalır, ama ruhumuz er geç ölümcül
darbeyi yer. En kusursuz cinayet budur. Yaşama sevincimizi
kimlerin öldürdüğünü, bunu hangi güdüyle yaptıklarını, suçluların nerede
bulunacağını bilemeyiz.
-Paulo Coelho - Portobello Cadısı-
Bizim şu prensiplerimiz amma da gurur ve gözü bağlanmışlıkla dolu !
Görüşlerimiz, hiçbir fikrimiz olmayan şeyler, bilgi konusunda en ufak
sezgimiz bile yok, inanç konusunda, aşk konusunda umut konusunda… Bu
konulardan çok söz ediyoruz, ne var ki boş konuşuyoruz. Yeterince sağlam
bir dayanağımız yok, ne bağlamı biliyoruz ne de her şeyin temeli olan
sistemi. Bir kavram ya da bağlamından ayrılmış bir sözcük kapıyoruz ya
da bir düşünce biçimi sonra onun üzerine ardı arkası kesilmeyen bir
şekilde konuşup dururuz. Sözde düşünce sürecimiz psikoterapiden başka
bir şey değil, delirmemek için, ruhsal denge hakkına sahip olduğumuz
illüzyonunu ayakta tutmak için uyguladığımız bir psikoterapi. Ne kadar
da değersiziz ! "
-Andrey Tarkovsky-
Ribbon'dan alıntılanmıştır
sağlamlardan sağlam alıntılar ve pessoaaa :)
YanıtlaSilŞu esnek çalışma düzenine geçilsin Huzursuzluğun Kitabını da alıntılayacağım.
Silah pessoa için lizbona gitmek lazım :) son yazıma bi bakasın :)
Sil