Bir şekilde ağır günleri ve işlek günleri ve sıkıcı günleri ve nefret dolu günleri ve ender günleri atlatacaksın, hepsi hem çok güzel hem de umut kırıcı, çünkü hepimiz aynıyız ve çok farklıyız.
-Charles Bukowski-
Anlamadıkları bir şeyi ezbere tekrarlamalarını istemek, papağanlar
yaratmaktır. Akla itaat etmeye alışmaları için çocuklara sorgulayıcı
olmayı öğretin: ne kıt zekaların otoritesine ne de ahmakların
geleneklerine itaat etsinler. Bilgisiz birini her önüne gelen kandırır.
Hiçbir şeyi olmayan insanı her önüne gelen satın alır.
-Simon Rodrigez-
Önemli
olan hep hangi açıdan baktığındır derler. Buna inanmıyorum. Asıl önemli
olan, hangi mesafeden baktığın. Ben, her şeye mikroskopla bakıyorum ve
hepsi korkunç görünüyor. Hayat, her bölümde ayrı bir hikayenin döndüğü
neşeli bir dizi değil, sonunda herkesin öldüğü ve katilin bulunamadığı
sıkıcı bir filmdir.
-Hakan Günday-
Daracık dünyamda, insanlardan kopuk, manevi olarak çürümüş, yeraltında
sahip olduğum kinimle başa baş nasıl boğuştuğumu anlatmak pek de hoş
olmasa gerek. Üstelik romanların bir kahramanı olur, bense bir
kahramanın taşımaması gereken tüm özellikleri taşıyorum. Bizim gibi
insanları anlamanın en kolay yolu budur. Bizler, yaşama yabancılaşmış,
zorla yürüyen insanlar olduğumuzdan dolayı bu yazdıklarım etkili
olacaktır. Üstelik gerçek hayata öyle yabancılaşmışız ki, adını bile
duymak istemeyiz. Bunda da o kadar ileri gideriz ki, gerçek hayatı
kitaplardan öğrenebileceğimize inanırız.
-Fyodor Dostoyevski-
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem
aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi,
karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her
şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete
gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın
bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü
fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle
karşılaştırılabileceğini iddia ederdi.
-Charles Dickens-
Seni budala! Yazmak istedin ve yazmayı denedin, oysa yazacak hiçbir
şeyin yoktu. Ne vardı kafanda? Bazı çocukça yaklaşımlar, olgunlaşmamış
hisler, hazmedilmemiş bir sürü güzellik, kapkara bir cahillik yığını,
patlayacak kadar aşkla dolmuş bir yürek, aşkın kadar büyük ve cehaletin
kadar yararsız bir tutku. Yine de yazmak istedin! Oysa, yazacak bir
şeyler bulmanın eşiğindesin daha. Güzellikler yaratmak istedin ama,
güzelliğin doğası hakkında hiçbir şey bilmezken bu nasıl olacaktı? Yaşamın temel niteliklerini bilmezken, yaşam hakkında yazmaya kalktın. Dünya ve varoluşun düzeni hakkında yazmak istedin, oysa senin için dünya
bir çin bilmecesinden farksızdı ve bilgisizliğini kâğıda dökebilirdin
ancak. Ama neşelen Martin, evladım. yazmayı başaracaksın. Bir şeyler
öğrendin, az bir şeyler; daha fazlasını öğrenme yolunun başındasın. Bir
gün, şanslıysan eğer, bilinecek her şeyi öğrenmeye çok yaklaşacaksın. O
zaman yazabilirsin.
-Jack London-
Sevebilirim,
hem de nasıl,
dile benden ne dilersen,
canımı, gözlerimi
Kızabilirim,
ağzım köpürmez,
ama devenin öfkesi haltetmiş benimkinin yanında,
devenin öfkesi, kinciliği değil.
Anlayabilirim
çoğu kere burnumla,
yani en karanlığın, en uzaktakinin bile kokusunu alarak
ve döğüşebilirim,
doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum herşey için, herkes için,
yaşım başım buna engel değil,
ama gel gör ki çoktan unuttum şaşıp kalmayı.
Şaşkınlık, alabildiğine yuvarlak açık ve alabildiğine genç gözleriyle bırakıp gitti beni.
Yazık.
-Nazım Hikmet Ran-
Alıntıları özlemişim. Hepsi özenle seçilmiş. Simon Rodrigez ne kadar haklı.
YanıtlaSilNazım Hikmet'in bu şiirini ilk kez okuyorum.
Teşekkürler.
Kendinize iyi bakın.
Merhaba, aklımda 1 yıl ücretsiz izine çıkma fikri var. Eğer ümit ettiğim gibi Adalet Komisyonu kabul ederse Temmuz dan sonra bol bol içerik olur diye ümit ediyorum. O zamana kadar nadas dönemim :) hoş hayat ne sürprizler hazırlar bilinmez..
SilSevgiler, siz de kendinize iyi bakın.. Çok çok kalp 🌸
Hakan Günday bana pek karamsar geliyor, okuyunca da öyle gelecek muhtemelen :) Karamsarlık dozunda tat katıyor ama fazlasını bilmiyorum. Yine de kalemini merak ettiğim bir yazar. Bir gün okurum umarım.
YanıtlaSilDostoyevski de öyle gelir bana mesela. Müthiş bir yazar ama bazen içim şişiyor gibi hissetmiyorum değil :) Bu yorumu ortamlarda yapsam (orası neresiyse :) yüzde bir milyon yuhalanırdım ahahha.
Martin Eden de efsane ya. Okuyalı çok oldu ve lisede okumuştum hani, çok da aklım başımda mıydı emin değilim okurken ama bugün olayların detaylarını unutsam da etkilendiğimi unutamıyorum. Bu alıntı da güzelmiş.
Ve yine güzel bir seçkiydi, teşekkürler :)
Hakan Günday'ın kitaplarını sırasıyla okumanı tavsiye ederim. Şahsen bana ilk kitabı Kinyas ve Kayra da ki keyfi hiç biri vermedi.
SilAiıntıların hepsi bilerek seçtim, son 1.5 yılı düşününce biraz sitemkar, biraz nefret biraz kin dolu karamsar vs vs..
Martin eden gerçekten müthiş bir kitap. Şuan Milan Kundera Kimlik okuyorum, okumaya çalışıyorum. Odaklanıp bitirebilrsem onu ekleyeceğim.
Ben teşekkür edeerim. Sevgiler..