26 Mayıs 2024

Altı Çizili Kitap Cümleleri - 41


Bir şekilde ağır günleri ve işlek günleri ve sıkıcı günleri ve nefret dolu günleri ve ender günleri atlatacaksın, hepsi hem çok güzel hem de umut kırıcı, çünkü hepimiz aynıyız ve çok farklıyız.
-
Charles Bukowski-


Anlamadıkları bir şeyi ezbere tekrarlamalarını istemek, papağanlar yaratmaktır. Akla itaat etmeye alışmaları için çocuklara sorgulayıcı olmayı öğretin: ne kıt zekaların otoritesine ne de ahmakların geleneklerine itaat etsinler. Bilgisiz birini her önüne gelen kandırır. Hiçbir şeyi olmayan insanı her önüne gelen satın alır.
-Simon Rodrigez-


Önemli olan hep hangi açıdan baktığındır derler. Buna inanmıyorum. Asıl önemli olan, hangi mesafeden baktığın. Ben, her şeye mikroskopla bakıyorum ve hepsi korkunç görünüyor. Hayat, her bölümde ayrı bir hikayenin döndüğü neşeli bir dizi değil, sonunda herkesin öldüğü ve katilin bulunamadığı sıkıcı bir filmdir.
-Hakan Günday-

Daracık dünyamda, insanlardan kopuk, manevi olarak çürümüş, yeraltında sahip olduğum kinimle başa baş nasıl boğuştuğumu anlatmak pek de hoş olmasa gerek. Üstelik romanların bir kahramanı olur, bense bir kahramanın taşımaması gereken tüm özellikleri taşıyorum. Bizim gibi insanları anlamanın en kolay yolu budur. Bizler, yaşama yabancılaşmış, zorla yürüyen insanlar olduğumuzdan dolayı bu yazdıklarım etkili olacaktır. Üstelik gerçek hayata öyle yabancılaşmışız ki, adını bile duymak istemeyiz. Bunda da o kadar ileri gideriz ki, gerçek hayatı kitaplardan öğrenebileceğimize inanırız.
-Fyodor Dostoyevski-

Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi.
-Charles Dickens-

Seni budala! Yazmak istedin ve yazmayı denedin, oysa yazacak hiçbir şeyin yoktu. Ne vardı kafanda? Bazı çocukça yaklaşımlar, olgunlaşmamış hisler, hazmedilmemiş bir sürü güzellik, kapkara bir cahillik yığını, patlayacak kadar aşkla dolmuş bir yürek, aşkın kadar büyük ve cehaletin kadar yararsız bir tutku. Yine de yazmak istedin! Oysa, yazacak bir şeyler bulmanın eşiğindesin daha. Güzellikler yaratmak istedin ama, güzelliğin doğası hakkında hiçbir şey bilmezken bu nasıl olacaktı? Yaşamın temel niteliklerini bilmezken, yaşam hakkında yazmaya kalktın. Dünya ve varoluşun düzeni hakkında yazmak istedin, oysa senin için dünya bir çin bilmecesinden farksızdı ve bilgisizliğini kâğıda dökebilirdin ancak. Ama neşelen Martin, evladım. yazmayı başaracaksın. Bir şeyler öğrendin, az bir şeyler; daha fazlasını öğrenme yolunun başındasın. Bir gün, şanslıysan eğer, bilinecek her şeyi öğrenmeye çok yaklaşacaksın. O zaman yazabilirsin.
-Jack London-


Sevebilirim,
hem de nasıl,
dile benden ne dilersen,
canımı, gözlerimi

Kızabilirim,
ağzım köpürmez,
ama devenin öfkesi haltetmiş benimkinin yanında,
devenin öfkesi, kinciliği değil.

Anlayabilirim
çoğu kere burnumla,
yani en karanlığın, en uzaktakinin bile kokusunu alarak
ve döğüşebilirim,
doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum herşey için, herkes için,
yaşım başım buna engel değil,
ama gel gör ki çoktan unuttum şaşıp kalmayı.
Şaşkınlık, alabildiğine yuvarlak açık ve alabildiğine genç gözleriyle bırakıp gitti beni.
Yazık.
-Nazım Hikmet Ran-



4 yorum:

  1. Alıntıları özlemişim. Hepsi özenle seçilmiş. Simon Rodrigez ne kadar haklı.
    Nazım Hikmet'in bu şiirini ilk kez okuyorum.
    Teşekkürler.
    Kendinize iyi bakın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, aklımda 1 yıl ücretsiz izine çıkma fikri var. Eğer ümit ettiğim gibi Adalet Komisyonu kabul ederse Temmuz dan sonra bol bol içerik olur diye ümit ediyorum. O zamana kadar nadas dönemim :) hoş hayat ne sürprizler hazırlar bilinmez..
      Sevgiler, siz de kendinize iyi bakın.. Çok çok kalp 🌸

      Sil
  2. Hakan Günday bana pek karamsar geliyor, okuyunca da öyle gelecek muhtemelen :) Karamsarlık dozunda tat katıyor ama fazlasını bilmiyorum. Yine de kalemini merak ettiğim bir yazar. Bir gün okurum umarım.
    Dostoyevski de öyle gelir bana mesela. Müthiş bir yazar ama bazen içim şişiyor gibi hissetmiyorum değil :) Bu yorumu ortamlarda yapsam (orası neresiyse :) yüzde bir milyon yuhalanırdım ahahha.
    Martin Eden de efsane ya. Okuyalı çok oldu ve lisede okumuştum hani, çok da aklım başımda mıydı emin değilim okurken ama bugün olayların detaylarını unutsam da etkilendiğimi unutamıyorum. Bu alıntı da güzelmiş.
    Ve yine güzel bir seçkiydi, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakan Günday'ın kitaplarını sırasıyla okumanı tavsiye ederim. Şahsen bana ilk kitabı Kinyas ve Kayra da ki keyfi hiç biri vermedi.
      Aiıntıların hepsi bilerek seçtim, son 1.5 yılı düşününce biraz sitemkar, biraz nefret biraz kin dolu karamsar vs vs..
      Martin eden gerçekten müthiş bir kitap. Şuan Milan Kundera Kimlik okuyorum, okumaya çalışıyorum. Odaklanıp bitirebilrsem onu ekleyeceğim.
      Ben teşekkür edeerim. Sevgiler..

      Sil