Hiç kimse insanların hepsini sevmez, İsa bile onları öyle safça sevmedi. Biz, çeşitli görünümlerle bize benzeyenleri severiz. Arzularımızı severiz..
-Panait İstrati-
Dünyanın bütün dağlarında, ormanlarında, bir tek yaprağı bile bir başkasının tıpkısı olarak yaratmamıştır Tanrı. Oysa siz farklı olmayı delilik sayıyorsunuz.
-Paulo Coelho-
Bir senelik bir zaman dilimi içinde kadınlarla alakalı kaç kitap yazıldığından haberiniz var mı? Peki kaç tanesinin erkekler tarafından kaleme alındığından haberiniz var mı? Evrendeki belki de en çok tartışılmış hayvan olduğumuzun farkında mısınız?
-Virginia Woolf -
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
-Sabahattin Ali-
"Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!"
"Peki, sen ne görüyorsun bakalım?"
"İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
-Zülfü Livaneli-
"Üstümdeki bu gökle yaşayamıyorum'' diyerek ağlayan kör kadına ne söyleyebiliriz?
''Biz de ayaklarımızın altındaki bu yeryüzüyle artık yaşayamadığımızı söyleseydik, bu onu rahatlatır mıydı?"
- E.M. Cioran -
İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez.' Ne anlamlı bir söz değil mi? Yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar, suda değil. Ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! Evet kim düşünürse, kim düşünceyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri noktaya ulaşabilir, ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelir suda boğulur.
-Hermann Hesse-
Dünyada varoluşumun bu kadar sorunlu olacağını hiç tahmin etmezdim. Yirmi yaşında, kalıbı, rotası, adı gayet belli bir hayata yazılıydım. Otuz yaşına geldiğimdeyse, bin kapıdan kışlanmış bir tavuk kadar şaşkındım. Ne bir rotam, ne kalıbım, ne de adım kalmıştı artık. Bildiğim, öğrendiğim hiçbir şeyden emin değildim. Ağzımı araladığımda, dudaklarım yuvarlaklaşıp bir balık misali ağır ağır açılıp kapanıyor, beynimde cümle fikrimi felç eden sıcak, koyu sıvılar dolaşıyordu. Oysa yaşlandıkça, en azından birkaç şeyden emin olması gerekmez miydi insanın?
-Murat Uyurkulak-
İlk karşına çıkanla tartışma; yalnızca iyi tanıdığın, saçmasapan şeyleri savunmayacak kadar anlama yetisine sahip olduğunu düşündüğün ve utanılacak durumlara düşmeyeceğini bildiğin kişilerle tartış; otoritenin dikte ettiklerine göre değil, nedenlere, gerekçelere dayanarak tartışmayı bilenlerle; sunulan nedenleri dinleyip dikkate alanlarla; ve nihayet, gerçeğe değer veren, karşı tarafın ağzından bile olsa iyi nedenleri memnuniyetle dinleyen ve doğruyu karşı taraf söylediğinde, yani kendisi haksız olduğunda da bunu hazmedebilecek kadar adalet duygusuna sahip olanlarla tartış. Demek ki yüz kişi içinde tartışmaya layık bir kişi bile zor çıkar. Geri kalanı ise bırakın ne isterlerse onu konuşsunlar, çünkü budalalık insan hakkıdır.
-Arthur Schopenhauer-
woolf ve hesse :)
YanıtlaSilSen ve Hesse hayranlığın :)
SilHer bir seçilmiş cümle ya da paragraf hayatı sorgulata nitelikte.
YanıtlaSilZülfü Livaneli, Sabahattin Ali ve Hermann Hesse daha yakın geldi,
Emeğinize sağlık.
Herkesin kendinden bir parça bulması ne güzel.
SilSağlıcakla :)
Her biri çok güzel cümleler. Sevdiklerimi aldım hemen araştıracağım. İlk cümle beni çok etkiledi. Ben lisede herkesi, kötü insanları bile sevdiğimi düşünürdüm. Çok safmışım sanırım. Hep insanları sevmeye çalışırdım. Büyüdükçe artık o kadar sevmemeye hatta bazı insanlardan nefret etmeye başladığımı fark edince çok sarsıldım. Hala bu beni içten içe rahatsız eder. Sevmeliyim ya da en azından nefret etmemeliyim diye kendime kızıyorum. Bu ilk cümle biraz teselli gibi oldu. Aslında herkesi sevemeyiz. Ama ben neden bu çaba içine girdim çocukluğumdan beri bilmiyorum. :D
YanıtlaSilHayatımın hiç bir dönemim de hümanist olmadım. Ben herkesin sevilmeye layık olduğunu düşünmüyorum, hoş bazen hepimiz gereksiz kötü içini göremediğimiz insanları seviyoruz. Hayatımın büyük kısmını bir şeyden yada birilerinden nefret ederek geçirdim, Mart ayın da ölümden döndüm ve o beni çok değiştirdi. şimdi düşünüyorum da nefret büyük yükmüş, silip geçmek en güzeli..
SilSevgiler :)