01 Ocak 2021

Lou Andreas-Salome / Feniçka (Alıntılar)

 
- Bir gece uyumamak sizi zorlamayacak belli ki.
- Buna alışkınım, geceleri kitapların başında oturmayı tercih ederim. Ortalık o kadar sessizken…

Ben kitaplara gömülmekten daha yeni kurtuldum.. Ve siz.. kendinizi gönüllü olarak teslim ediyorsunuz.

“Bakış açımızı genişleten, hayatı önümüze seren ve bizi bağımsızlaştıran kitaplar niye bir cephe hizmeti olsun ki ,” diyerek şaşkınlıkla ona baktı kız .” Bu dünyada bizi özgürlüğe yaklaştıran tek bir şey varsa o da zihinsel çalışmalardır.”

Düşünceleri bambaşka bir yerdeymiş gibi dağınık bir hali vardı.

Hiçbir şey talep etmeden bahşeden bir kraliçe gibi seviyor beni. Kadın gururunun en inatçı türü.

.. kendimi gerçekten de toparlanma dönemindeki bir hasta gibi hissediyorum; o zaman insan çok farklı yaşıyor, daha edilgin, sezgileri daha açık, almaya hazır.Tam olarak tetikte değilsiniz, fakat uykuda da değilsiniz..

"Gökyüzünün sonsuzluğuna yükselmek istiyorum,
Denizin derinliklerine gömülüyorum,
Sana bütün dünya nimetlerini vermek istiyorum!
Yeter ki sev beni! Sev beni!

İnsan kadınları ister idealize etsin ister şeytanileştirsin, her durumda erkeğe bağlı değerlendirip basitleştiriyordu.

- Aşkın size verebileceği en değerli şey nedir peki?
- Huzur!

Benim onurum için başka insanların endişe etmeleri son derece nahoş ve ben buna alışık değilim. Ayrıca onur kırılgan bir şey ola bilir, ama ben değilim!

Benim duyduğum en aşağılayıcı şey, insanın yürekten inanarak yaptığı bir şeyi saklamak veya inkar etmek zorunda kalması. Sevinmeniz gerekirken utanç duyuyorsunuz!

Erkekler meseleye böyle bakabilir, onlar ki, her şeye hakları vardır ve bir şeyi gizlemeleri için içsel nedenlerinden başka bir gerekçe söz konusu değildir. Fakat bizim için durum çok farklı.

Ama bütün bunların hepsi boş laf aslında. İki âşık için önemli olan her zaman dünyaya değil, birbirlerine nasıl baktıklarıdır.

Büyük kuramlar geliştiriyoruz, ruhen uyumlu olmak istiyoruz, her şeyi kılı kırk yararcasına sınamak istiyoruz, ama sonunda başka hiçbir işarete bakmadan anın bahşettikleriyle seçiyoruz birbirimizi.

Karşınıza bir şey çıkıyor ve sizi teslim alıyor, siz de kendinizi bırakıyorsunuz, artık hesap kitap yapmıyorsunuz, hiçbir şeyden çekinmiyorsunuz ve artık yarım kalan bir şeyle yetinmiyorsunuz, hiç düşünmeden, hiç kuşkuya kapılmadan, hatta ayrımına varmadan alıyor ve veriyorsunuz; tehlikeye gülerek, kendinizi unutarak bakıyorsunuz; takatten kesilen bir akıl ve yoğunlaşan bir ruhla ilerliyorsunuz, ilerliyorsunuz...

Odamda kalmaya katlanamıyorum. Ama dışarıda olmaya da katlanamıyorum. Korkunç kaygılar içindeyim.. 

Sonuçta siz kadınlar çok farklı hissediyorsunuz - daha duyarlı, daha derin. Bunları inanarak söylüyorum. Aslında siz kadınlar süreklilik ve tam bir aidiyet istiyorsunuz, inan bana; bunları beni seven kadından biliyorum.

Hasta değilim. Sadece öyle sanılmak istiyorum. Dışarı çıkmak, bir yere gitmek, insanları görmek şimdi katlanamayacağım şeyler..

Ona șunu söylemek, ondan șunu rica etmek istiyordum: lütfen uzaklaș benden, beni tümüyle bırak ve git! Fakat ona söylediğim șu oldu: Benimle kal! Benimle kal!

Kadınları salt insani zenginlikleri içinde kavramanın, hep cinsiyetleri açısından bakmaktan, hep yarı şematize ederek görmekten kaçınmanın bu kadar zor olması ne tuhaf.

Belli ki birinin onun arkasında durması,sorumluluğunu alması, korumak veya savunmak için önlemler düşünmesi Fenya’ya sıkıntı vermişti...ansızın kırılacak eşya muamelesi görmek kıza herhalde hem rahatsız edici hem de gülünç gelmişti.

Dostluğun içimde aşka kadar yükselmesini bekledim. Ara sıra yükseldiği de oldu, giderek daha yukarılara doğru, fakat aşka ulaşmadı, yükseldikçe inceldi, sivrildi ve her defasında günün birinde ucundan kırılıverdi.

7 yorum:

  1. Kitaplardan yaptığınız alıntıları okumayı seviyorum. Her bir alıntıda kendimden bir parça arıyorum. Bazen yok bu bana göre değil derken, bazen işte tam beni anlatmış hissine kapılıyorum:)
    Aşkın huzur verdiğini düşünmüyorum mesela. Ama şu cümle tam ruhumu yansıtıyor.
    "Benim duyduğum en aşağılayıcı şey, insanın yürekten inanarak yaptığı bir şeyi saklamak veya inkar etmek zorunda kalması. Sevinmeniz gerekirken utanç duyuyorsunuz!"
    Ama neyse ki, ne sakladım, ne inkar ettim, dolayısıyla da ne de utanç duydum.
    Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler, o kadar çok var ki paylaşılmayı bekleyen alıntılar zaman buldukça ekliyorum.
    Aşk huzur veriyor aslında, karşılıklı ve mutlu olduğunuz sürece :) Zaten Fenya aşkın huzur vermediğini zamanla öğreniyor ve biri ona bu sözünü hatırlatıyor :) İnsan yaşamadığı bir şey hakkında çok daha keskin ifadeler kullanabiliyor.
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşk hakkında ben biraz farklı düşünüyorum. Yazılarımda sık sık belirttiğim üzere aşk, aşık olunan kişiyi bir süreliğine mutlu eder. Çünkü aşk tek taraflıdır. Aşık olan kişi acı çekerken mutlu olur ki, dışarıdan bakıldığında ona hasta deriz:) Sevelim, sevilelim en iyisi bu bence:)

      Sil
    2. 40 yıllık evli olupta hala birbirne aşkla bakan insanlar gördükçe emin olamadım şimdi :)

      Sil
  3. Alıntılar cidden çok güzel elinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. salome enteresan ivet :)

    YanıtlaSil