Bedenim bitkin. Ve bundan kaçmam mümkün değil. Tıpkı hayvanlar gibi kendi ölümümün gelip de yaşamımın ta içine yerleşmeye başladığını duyumsuyorum; bu öylesine güçlü bir duygu ki, tüm mücadele olanağımı yok ediyor. Herkes benim mücadele etmeme öyle alıştı ki, kimse inanmıyor bana. Yanılmış olabileceğimi düşünmeye cesaretim yok artık, bu tür parlak fikirler gitgide daha az geliyor aklıma. (s.1)
Yaşam, üstüme böyle varmakla gaddarlık ediyor bana. Bu oyunda kağıtları daha iyi dağıtmalıydı. Payıma çok kötü bir el düştü. Bedenimde kara bir tarot var. (s.2)
Kentler ne denli büyük ve kalabalık olursa, kaybolma tehlikesinin yanı
sıra insan, sanılabileceğinin tersine, yalnız kalma tehlikesiyle de daha
çok karşılaşırmış. (s.11)
Bu, bitmek bilmez bir can pekişmeden ibaret olan yaşamımla ilgili olarak şunu söyleyebilirim: Ben uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibiydim. Hem de çaresizliğini kabullenemeyen bir kuş gibi. (s.26)
Kendi kaprisi dışında hiçbir yasa tanımayan bir despotun yönettiği ülkemden kaçmaktayım. (s.37)
İnsan zaten kendi kendisinin celladıyken, başkalarının cezalarına nasıl aldırmazlık edebilirdi ki ? (s.47)
....sevinçle, her dostlukta biraz da suç ortaklığı bulunduğunu öğrendi. (s.61)
Beni sevmiyorsan, söyle Alex, ben seni, sen beni zerre kadar sevmesen bile seviyorum.
Görüşmesek bile, bana yazmayı sürdürmeni diliyorum; eğer yazmazsan, ben de sana yazmam, bana söyleyecek hiç bir şeyin yoksa bile bomboş iki sayfa yolla ya da aynı şeyi 50 kere yaz, bu en azından beni düşündüğünü görterecektir.. (s.74)
Her zamanki gibi kötüyüm. Görüyorsun ya, tüm bunlar ne denli can sıkıcı, ne yapacağımı bilemiyorum, bir yılı aşkın bir zamandır bu durumdayım ve canıma tak etti artık, ihtiyar bir kadın gibi bir sürü sakatlığı bir arada yaşamaktan bıktım, kim bilir otuz yaşıma geldiğimde nasıl olacağım, bir gün sana söylemiştim ya, korkarım beni pamuklara sarılı bir durumda taşımak zorunda kalacaksın, çünkü ne yazık ki bir çantanın içine zorlayarak da olsa girecek durumda değilim. (s.109)
İnancımı yitirdiğimde gök yeniden aydınlanıyor, her şeyin mümkün olduğunu düşündüğümde, ufuk feci bir firtına gelecekmiş gibi kararıyordu. Işıktan kurşun ağırlığına, kurşun ağırlığından ışığa gidip geliyordum. Tam bir dengesizlik içindeydim, ya da belki de asıl denge buydu. (s.114)
Ama uzaktaydı. Uzaklığını düşündükçe ona daha da güçlü biçimde bağlanıyordum. (s.115)
Yaşamla ölüm arasında,cambazın ipi üzerindeymişim gibi,tüm riskleri göze alıyorum. (s.144)
Aşk mıydı? Bilmiyorum. Eğer aşk her şeyi kapsıyorsa, çelişkileri ve taşkınlıkları, aşırılıkları ve söylenmeyenleri, evet, o zaman buna aşk diyebiliriz .. (s.150)
Çıldırtıcı bir keder
Artık seni yaralı bir giz gibi içimde taşıyorum. Çevreme bakıyorum: Sessizlik yutuyor beni, eşyalar siliniyor, bacaklarım halsiz. Hiçbir mihenk taşı yok, hiçbir mekan yok. Ben işte bu dağınık maddeyim ve içim sessizlik dolu. Çevremdeyse eter kokusu yayan, bozulmuş bir evreni kapsayan dört beyaz duvar var. Beklemek... (s.171)
Şeyleri, yaşamı, insanları çok seviyorum. İnsanların ölmesini istemiyorum. Ölümden korkmuyorum fakat yaşamak istiyorum. Ama acıya gelince, hayır, acıya, dayanamıyorum. (s.172)
Diego bir gün New York'ta, "Tanrı 'ya inanmıyorum ama Picasso'ya inanıyorum," demişti. Ne kadar haklıydı. (s.216)
Kendimi hem kendim için yaşayabilecek denli güçlü zenginliğe sahip hissediyorum, hem de değil bir davranışın, en ufak bir düşüncenin bile paralayabileceği kadar dayanıksızım. (s.226)
Tanrım! Sancının kökü bende herhalde. Sancı bende büyüyor; bende haykırıyor. Beynim bu dağılmayı ne dereceye değin yönetiyor acaba? Yaşamımın sorumluluk derecesi ne? Bazen çocuk felcini hiç geçirmediğimi ya da kazanın hiç olmamış olduğunu, bedenimin kendiliğinden, bozulup karanlık bir kendi kendini yıkma isteğiyle her şeyi uydurduğunu düşünüyorum. (s.245)
Sevildim, sevildim, sevildim.. Yine de yeterince değil, zira insan asla yeterince sevemez, bir ömür buna yetmez. Ben de hep sevdim. Aşkla, dostlukla. Erkekleri, kadınlan.
Bir erkek, bir seferinde bana lezbıyen gibi seviştiğimi söylemişti. Kahkahayla güldüm. Ona bunun bir iltifat olup olmadığını sordum. İltifat olduğunu söyledi. Bunun üzerine ona, bir kadının tüm bedeniyle doyuma ulaştığını ve kadınlar arası aşkın en büyük ayncalğının bu olduğunu söyledim. Karşısındakinin bedenini, kendininkinin benzeri bir bedeni daha derinden tanımanın verdıgi daha bütünsel bir haz. Bir müttefiğin tanınması. (s.246)
Ne kadar çok kan var! Ne kadar çok kan diye şaşırıyor insanlar. Onları, tablolarımı gördüklerinde bir tiksinti ifadesiyle sırtlarını dönenleri, laflarını yutanları ya da tersine, o lafları bir balgam, bir silah, bir kurtuluş gibi fırlatanları görür gibiyim. İşin tuhafı, savaşlarda akıtılan kan, o adaletsizlik ırmakları, insanlık utancının kırmızısı, işte bu kan insanları tiksindirmiyor, kaçırtmıyor. (s.261)
Düşler. Tuhaf düşler. İnsanı dört elle sarıldığı yaşamdan saptıran, olanaksızı yaratan düşler. Bazı günler, bu tuhaf düşler benden çıkıyor, sonra geri geliyor, derime yapışıyorlar. Alkol, morfin ve geçen zaman arasında, binlerce somut düşünce arasında, belleğimin derinlerde kalmış parçaları olarak, sizi kabulleniyorum, benim derin mi derin birer parçamsınız.
Dün geceyi de siz süslediniz. (s.275)
Bu kitabı çok okumak istiyordum fakat böyle derin cümlelere sahip olduğunu bilmiyordum. <3
YanıtlaSilBu kitap biyograf,i Frida'nın hayatını anlatmış Ruada Jamis, ama Frida'nın mektupları onun yazdıkları da mevcut..
SilOfff...Frida..Acılarını renklere meşk etmiş..ve büyük aşkı Diego..
YanıtlaSilMuhteşem!hikaye..
Ben oldum olası nefret etmişimdir Diego'dan, insanın celladına aşık olması benim gözümde Diego.
SilSf 169 ben bir kötü oldum. Ne acı bir hayatı olmuş. Kitabı kesinlikle alacağım. Şarkı ne güzel :) Teşekkürler.
YanıtlaSilaşarısız olan gebeliğinden sonra söylüyor bunu, dahası da var ama bu kısmı paylaşmak istedim. Bu aslında Biyografi Frida'nın hayatını anlatmış Ruada Jamis ama Frida'nın mektupları onun yazdıkları da mevcut..
SilMuhteşem sözler... Hepsi zaman ötesi söylenmiş. Muazzam. Diyecek söz bulamıyorum, her sözü saatlerce düşünmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Teşekkürler Kırmızı, hem bu alıntılar için hem de anlamını bilmediğim sözlerine rağmen insanın yüreğine işleyen bir sese sahip Yasmin Levy için.:)
YanıtlaSileveey hayatını anlatan ne güxel filmler de vaar ve başka kitaplar daaa :)
YanıtlaSil