Bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen
de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret falan değil..
İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile. Sadece bir yalnızlık
ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif
bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğu
mu hissediyorum. Kafamda hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan
muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler
birbirini kovalıyor. Fakat sonra birden bire etrafımda bana yakın birini
arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker uzun uzun
anlatacak birini. Sokağa fırlıyorum. Bir tek çehre görsem de yanında
yürüsem, hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. Halbuki ara sıra
karşılaştığım ahbapları görmemezliğe geliyorum. Hiçbiri bana bu anda
yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor. Bilmem beni anlıyor musunuz?
S.Ali nin dizelerini bende yazmıştım son postumda
YanıtlaSilbenzer kelimeler o durumunu daha güzel açıklamış:))