Saat on ikiyi geçtiğine göre merhaba yeni yaşım. Şaka gibi koskoca kırk yıl ama sorsanız kafa hala yirmilerinde. Ben büyümemeye inat ettikçe hayat ve insanların iki yüzlülükleri sağlam tokat atarak e hadi zahmet olmazsa kendine gel büyü artık, yaşının insanı ol diyor.. Aslında çok uzun bir iç dökme yazısıyla birşeyler yazma niyetiyle oturdum bilgisayar başına ama kafamdaki çöp yığınından doğru kelimeleri seçmeye çalışıyorum, belki sonra devamını getiririm bu yazının belki de hiç yazmam..
Neyse hoşgeldin 40. yaş bakalım ne sürprizlerle ne imtihanlarla geleceksin...
“Çünkü ben bu
dünyanın nasıl bir dünya olduğunu görünce ; üstüme öyle bir hüzün çöktü
ki altında bir çiçek gibi ezildim. Onun için bu masmavi dünyada ne
kokum kaldı ne de rengim. Ben bir defterin iki yaprağı arasında değil
milyonlarca insanın arasında kurutulmuş bir çiçeğim .”
-Hakan Günday-